Dikkat ederseniz, “insanın Allah ile konuşması” pek garipsenmez de, “Allah’ın insan ile konuşması” garipsenir hatta infialle karşılanır. Acaba neden? Çünkü sütten ağzımızın yandığı için artık yoğurdu üfleyerek yemekteyiz… Yani “İstismar edilir, önüne gelen peygamberlik iddia eder” gerekçesiyle Allah’ı dilsiz bir Tanrı haline getirmek pahasına “Allah kimseyle konuşmaz” demekteyiz. Oysa Kur’an...
Ğayb nedir? -2- (Melek, Şeytan, Cin, Ruh)
(Melek, Şeytan, Cin, Ruh) Demek ki “Allah ve ahiret günü” mutlak ğayb olurken ve bunlara sanki görmüşcesine (ihsan) ve sanki gidip de gelmişcesine (yakîn) iman etmemiz istenirken melek, şeytan, iblis, cin ve ruh kavramları ve kıssalar bunlara nazaran mukayyet ğayb olmaktadır. Çünkü Allah ve ahiret günü, mahiyetleri itibariyle aşkındırlar (müteal). Bunun için Allah dış dünyada bir nesne olmadığı...
Ğayb nedir? -1- (Metafizik varlıklar)
“Nüfus cüzdanımı kaybettim hükümsüzdür” diye gazetede bir ilan gördüğünüzde… “Olaydan sonra kayıplara karıştı” diye bir haber duyduğunuzda… Ya da “Gesi bağlarında dolanıyorum/yitirdim yarimi aranıyorum” Kayseri türküsünü dinlediğinizde, bilin ki, ortada “ğayb” ile ilgili bir durum var demektir… Çünkü “kayıp” sözcüğü, Türkçe’ye Arapça’dan geçmiş. Aslı: “ğayb”… Kur’an ısrarla ğaybın bilgisinin...
Münafık kimdir??
Kur’an’da “mü’minler, müslümanlar, mücâhidler, sâdıklar, sâlihler…” vb. tabiri caizse “yağlı ballı” nitelemeleri üzerimizi almaya pek bayılırız da… “Yahudiler, Hristıyanlar, münâfıklar, akılsızlar, fikirsizler, kafasızlar, sefihler (beyinsizler), sağırlar, körler, dilsizler, kitap yüklü eşekler, dilini sarkıtan köpekler, Hamanlar, Karunlar, Hahamlar, Ruhbanlar” vb. sıfat ve nitelemeleri duyunca...
DİNİN AFYON YÜZÜ
Böyle başlıklı bir yazıyı ancak Marksist/ateist birisi yazar; “Ne yapıyor bu adam?” diyeceksiniz…Belki bazıları öküz altında buzağı arayarak “kutsala saldırı” sanacak…Hayır!Dikkat edin “Din afyondur!” demiyorum. “Dinin afyon yüzü” olduğundan bahsediyorum. Afyon yüzden kastım ise saf dinde değil; mensuplarının din algısında ortaya çıkandır. Benim gördüğüm dinin en temel kavramı olan “Allah”ın...
DİRİLER İÇİN TEVHİD
Dua ve konuşmalardan sonra “el-Fâtiha” çekmek…Ulu bir kişinin ardından “üç ihlâs bir fâtiha” okumak…Ölülerin ardından “Yâsîn” okumak…Malum, bunlar dinî dünyamızın vazgeçilmez ritüelleri.Mehmet Akif “İnmemiştir hele Kur’an bunu hakkıyla bilin/Ne mezarlıklarda okunmak ne de fal bakmak için” dese de… Selefilik/Vehhabilik hareketleri şiddetle karşı çıksa da…Bu topraklar bunlardan asla vazgeçmedi...
BU CENNET BU CEHENNEM BİZİM
Nazım Hikmet’in, çok sevdiğim “Davet” şiirinde geçen mısrayı makaleye başlık yapmam da anlaşılacağı gibi konumuz cennet ve cehennemMalum, ahiret yani ölülerin “start almış yarışcı gibi” mezarlarından kalkmasıyla başlayan haşr, mahşer, hesap, mizan, cennet ve cehennem inancı İslam maneviyatının temelini oluştur.Diğer bir çok konuya olduğu gibi bu konuya da “Yaşayan Kur’an” perspektifinden bakmamız...
BESMELE
“Besmele” Arapça b- ismi-llah (Allah’ın ismi ile) demek… “Bismillahirrahmanirrahim” yani “Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adı ile” nin kısaltılmışı… Kısaca “besmele” diyoruz.“Tılsım” ise “büyü” demek. Arapça’dan eski Yunanca’ya “telesmos” olarak geçmiş. “Kutsama töreni, ayin, her türlü işlem” demek… Eski Yunanca’da bir şeyin gereğini yerine getirmek, ifa etmek, ödemek, resmi bir işlemi tamamlamak...
‘Sana neyi infak edeceklerini sorarlar’-2
Medine’ye gelince, Mekke’den beri süren “tezkiye/zekat” çağrıları ile birlikte “infak”, bazen “afv” ve ilerleyen yıllarda da “sadaka” kavramının kullanılmaya başlandığını görürüz. Çünkü Mü’minler Medine’de yeni bir şehir kurmuş, artık mala mülke kavuşmaya başlamıştır. Bu dört kavram birbirinin yerine kullanılıyor gibi görünmekle birlikte, aralarında ne gibi bir fark olduğunu biraz deştiğimizde...
‘Sana neyi infak edeceklerini sorarlar'(1)
Günümüzde hidayete eren birisi için “Bir görsen baştan aşağı değişmiş; sakal bırakmış, cübbe ve sarık giymiş, saçının telini göstermiyor, kadınların elini sıkmıyor, haremlik selamlık uyguluyor” vs. dendiğini çok duymuş ve görmüşsünüzdür. Demek “hiyadet coşkusu” böyle yaşanıyor. Vatandaş müzikle uğraşıyorsa muziği, sinemayla uğraşıyorsa sinemayı, tiyatroyla uğraşıyorsa tiyatroyu ve dahi her ne...