Kaharaman Timur/Gazete Bilkent
Kahraman Timur: Özellikle Gezi Parkı olayları döneminde verdiğiniz demeçlerle ve Taksim’de kıldırdığınız namazla oldukça dikkat çektiniz. Hatta dönemin başbakanı Erdoğan bu yüzden sizi ‘çakma dindar’ olarak tanımladı, peki siz kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz? İslam’ı nasıl yorumluyorsunuz?
İhsan Eliaçık: Benim birçok kitabım var bunlardan 3 tanesi İslamı nasıl yorumladığım konusunda bir ipucu verebilir.1995’te çıkan kitabımın adı ‘Devrimci İslam’, 2011’de çıkan kitabımın ismi ‘Sosyal İslam’, 2014’te çıkan kitabımın ismi ise ‘Demokratik Özgürlükçü İslam’. Burada İslama yönelik 4 tane niteleme görülüyor ‘devrimci, sosyal, demokratik ve özgürlükçü’ ben İslam’ı bu açılardan yorumluyorum. Devrimci İslam derken İslamın muhafazakar, gelenekçi olarak bilinmesi ve tanınması sanki hurafelerin ve geleneğin bir taşıyıcısı olarak görülmesine karşı İslamın devrimci hedefleri olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Sosyal derken de daha çok İslam’ın antikapitalist dayanışmacı ,paylaşmacı yönlerini anlatmaya çalıştık
Kahraman Timur: Nereden çıktı bu antikapitalist Müslümanlar? Tam olarak ‘antikapitalist Müslüman’ kimdir ?
İhsan Eliaçık: Antikapitalist Müslümanlar ismi anonim bir isimdir, aslında medya tarafından yaptıklarımıza bakarak konmuş bir isimdir. Biz oturup da bir isim felsefesi yaparak legal ya da illegal bir teşkilat kurup bunun adını antikapitalist Müslümanlar olarak koymadık. Özellikle 2011 yılında önemli bir olay oldu, 200 liraya 300 liraya iftar menüleri satan otellerin önlerinde yeryüzü sofraları kurarak protestolar gerçekleştirdik. Bir sene sonra 2012’de bu sefer Fatih’ten Taksim’e 1 Mayıs yürüyüşü yaptık, 2013 yılında da Gezi Olayları oldu, ona da katıldık. Haliyle kim bunlar diye dikkat çekti . Bunları yapanlar kamuoyunda devrimci Müslümanlar veya giderek daha çok da antikapitalist Müslümanlar diye anılmaya başlandı.
Kahraman Timur: Siz sosyalist misiniz?
İhsan Eliaçık: Ben sosyalizme vicdan olarak karşı değilim fakat; kapitalizmi esastan eleştirdiğimiz gibi sosyalizmi de usulden eleştiriyoruz. Sosyalizm ile esastan zaten örtüşüyoruz sadece uygulanma biçimini eleştiriyoruz.
Kahraman Timur: Türkiye’de hem dindar hem de solcu olabilmek zor değil mi?
İhsan Eliaçık: Türkiye’de Müslüman solcu ismi garip karşılanıyor, bence hiç garip karşılanmasına gerek yok. Müslüman solcu da olabilir sosyalist de olabilir hatta bana göre olması da lazım, yakışanı da budur ama gel gör ki hep böyle muhafazakar sağcı bir anlayış sanki Müslümanlığın gereğiymiş gibi algılandı şu ana kadar.
Kahraman Timur: Gezi Parkı eylemlerine neden katıldınız sizi rahatsız eden, protestoya iten şey neydi?
İhsan Eliaçık: Taksim Dayanışmasındaki arkadaşlar bizi çağırdılar, biz zaten onların eylemlerine destek veriyorduk. Emek Sineması, Taksim düzenlemesi ile ilgili bir sürü konular olmuştu, bizi çağırıyorlardı biz de gençleri oraya teşvik ediyorduk. En son bu Gezi Olayları olacağı sırada bizzat beni aradılar telefondan, çok önemli buraya mutlaka gelin falan dediler, ilk günden itibaren orada yer aldık. Oraya katılışımızın sebebi mevcut iktidara karşı bir itiraz yükseltmekti çünkü biz zaten öteden beri iktidarı eleştiriyorduk. Türkiye’de o dönemde mevcut iktidar ve onun başbakanı açıkça diktatörlük eylemlerine girmeye başlamıştı buna biz itiraz ediyorduk ama tek başımıza itiraz etmenin de bir fazla anlamı olmuyordu baktık orada bir sürü itiraz edenler var onlarla beraber biz de bu itiraza katılmak istedik.
Eğer orada iktidara yönelik bir itiraz olmasa bile ben oraya gider o parkı o ağaçları savunurdum çünkü koskoca Şişli semtinde hatta İstanbul’da bile nefes alabilecek tek yer orası kalmıştı. Oraya avm yapılacaktı yani kapitalistlere peşkeş çekilmişti kışla görünümü altında AVM yapacaklardı. Mesela bunun aynısını CHP ya da bir sosyalist iktidar yapsaydı yine aynı şekilde sesimizi yükseltirdik.
Kahraman Timur: ”Benim kavgam AKP ile değil iktidarlarla, muktedirlerle çünkü onlar kalıcıdır’’ demişsiniz, buradan yola çıkarak AKP’nin kendisini İslamcı-muhafazakar olarak tanımlamasına ne diyorsunuz?
İhsan Eliaçık: İslamcı-muhafazakar köklerden geliyorlar ama son zamanlarda ortaya koyduğu performansla ben kariyerist ve konformist bir parti olduğu görüşündeyim. İslamcı ve muhafazakar politikalar izlemesi için, İslamcılığın evrensel iddialarına sadık kalması lazım. Mesela bu AVM’cilik, bu lüks düşkünlüğü, bu kariyer-konfor düşkünlüğü İslamcılığın benimsediği bir şey değil. Sade yaşamak şatafata karşı olmak birinci özelliktir, bunları tamamen terk etmiş vaziyetteler.
Kahraman Timur: Peki AKP kurulduğu ilk yıllarda da böyle miydi? Mesela siz 2002’de AKP iktidara gelirken destek vermiş miydiniz?
İhsan Eliaçık: AKP’nin Milli Görüş içerisinde ortaya çıkmasıyla beraber biz bu yenilikçi eylemi destekledik, İslami cenahta yenilik, değişim akımlarını hep destekledik biz. O zamanlar çıkardığımız bir dergi vardı ismi de ‘Değişim Dergisi’idi bunları oradan savunuyorduk. İlk iktidara geldikleri 2002 yılında ben AKP’ye oy da verdim. Yalçın Akdoğan ile beraber o dönemde aynı derginin editörlüğünü yapıyorduk, ‘Muhafazakar Demokrasi’ adlı kitabını yazarken benim kitaplardan esinlendiğini de o zamanki Yeni Şafak’taki köşesinde yazmıştır . Bu yüzden Tempo dergisi beni 2006 idi sanırım AKP’nin arka planındaki ideoloğu olarak tanıttı hatta.
Kahraman Timur:Ne değişti sonraları?
İhsan Eliaçık: 2007 yılından itibaren ben bunları yavaş yavaş eleştirmeye başladım. Makam düşkünlüğü, para düşkünlüğü ile adaleti nasıl kuracağız diye sordum.Kapitalizmle çok fazla haşır neşir olduklarını o tarafa doğru kaydıklarını gördüm ve gidişatın yanlış olduğunu belirttim.
Kahraman Timur: Siz AKP iktidarıyla beraber muhafazakar çevrede yaşanan değişikliklere de karşısınız mesela başörtülü kadınların jeep kullanmasını eleştiriyorsunuz peki bunda ne gibi bir sorun var, bir insan hem dindar olup hem de jeep kullanamaz mı?
İhsan Eliaçık: Sade yaşamak, Allah’ın nimetlerini eşitçe bölüşmek, biri yerken diğerinin bakmaması; zenginliği, cinselliği milletin gözünün içine içine sokmamak bunlar İslami dünya görüşü dendiğinde ilk akla gelenler. Mesela Harun’la Karun kıssası var Kuran’da ‘’Ziynetlerini teşhir ediyordu’’ der yani anlamı zenginliğini, milletin gözünün içine içine sokuyordu demek. Kuran, malınızla mülkünüzle değil kişiliğinizle, bilginizle, ahlakınızla, mesleğinizle ön planda olun demek ister. Şimdi sen jeep’e biniyorsun para bende diye insanların gözüne soka soka, göstere göstere gidiyorsun, üstelik bu paraya da sonradan sahip olmuşsun, sonradan görme bir edayla ‘’kıroyum ama para bende’’ diye dolaşmayacaksın. Ya Müslümanlık iddiandan vazgeçeceksin ya da öbüründen vazgeçeceksin. Ben sade, mütevazi ve şık olunmasından yanayım. İnsan çok ucuza da kendisine yakışan, şık bir tarz yaratabilir
Kahraman Timur: Farklı bir konuda iki sorum olacak, şöyle bir söz söylediniz mi ‘’Ateistlikten önceki son durak biziz’’?
İhsan Eliaçık: Evet. Bir TV programında Balçiçek Pamir bana ‘’Siz, bir tarafını en koyu dini inançların oluşturduğu öbür tarafını ise en ateist düşüncelerin oluşturduğu inanç yelpazesinde nerede duruyorsunuz?’’ diye sordu ben de ‘’Ateizm’den bir önceki durakta duruyorum’’ dedim.
Kahraman Timur:Ne anlamalıyız bu cümleden?
İhsan Eliaçık: Benim yanıma bir sürü genç geliyor son yıllarda ve bana ‘’Senin söylediklerin olmasa biz ateist olurduk’’ diyorlar bunların çoğu da imam hatip çıkışlı ya da cemaatlerden gelen çocuklar. Bir tarikatçıdan, cemaatçiden daha iyi anlaşıyorum ben ateistlerle çünkü ben onların inançsızlıklarını ya da ibadetlerini yerine getirmemelerini sorgulamıyorum bunun önemli olmadığını söylüyorum hatta bunun din olmadığını söylüyorum. Önemli olan ahlaklı davranıştır diyorum, sen doğru musun dürüst müsün, kul hakkı yiyor musun bunlar önemlidir. İstersen Müslüman ol istersen Hıristiyan ol istersen ateist ol insanların davranışlarına bakılır, davranışların doğru, dürüst ise evrensel değerlere uygunsa sorun yok. Ama diğer dini yorumlar inanç arıyor, namaz kılman lazım diyor başını örtmen lazım diyor bunları görmezse ona iyi gözle bakmıyor halbuki ben bunların din olmadığını söylüyorum bunlar şahıslara kalmıştır. Bir dinin kendine mahsus inancı ya da ritüelleri insanları değerlendirmede bir değer yargısı olamaz.
Kahraman Timur: Avrupa’da yükselmekte olan İslamofobiyi neye bağlıyorsunuz? Bu durumun yaşanmasında Müslümanların hiç mi suçu yok?
İhsan Eliaçık: Avrupalıların İslamofobilerinin kökeninde iki sebep görüyorum, ikisinin de sorumlusunu biziz. Birincisi geçmiş tarihten günümüze kadar gelen işgalcilik endişesi, yani Türkler Avrupa’yı işgal ederler, yine geliyorlar endişesi. Bu endişe hala bütün Avrupa’da var. İkincisi de bizdeki uydurma hadisler. Danimarka’da karikatür tiyatrosu düzenlediler, Peygamber bir çadırda oturuyor yanına gelen kadınlarla sabaha kadar yatıyor, bunun aynısı hadiste var peygamber sabaha kadar bütün hanımlarını dolaşırdı 30 erkek gücündeydi diyor. Bunların hepsi peygamberi kötülemek için yapılmış uydurmalar. Avrupalılarda İslamofobi buradan oluşuyor, bakıyorlar ‘’böyle bir din mi olur, peygamber 9 yaşındaki kızla evlenmiş, 600 tane Yahudinin kafasını kesip Medine çukurlarına gömmüş, yanına gelen kadınlara şifa bulsun diye kendi idrarını içirmiş’’ yazıyor saçmasapan hadislerde, bunları okuyan bir Avrupalının da tüyleri diken diken oluyor, bırak Avrupalıyı benim bile tüylerim diken diken oluyor.
Kahraman Timur: Zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederim.
İhsan Eliaçık: Ben teşekkür ederim.