SÖYLEŞİ (YENİ ULUS)

S
“Türkiye laik değildir”
Murat KANTEKİN / YENİ ULUS GAZETESİ – İhsan Eliaçık. Bambaşka bir ilahiyatçı profili. AKP döneminde birçok kişi iktidara yaklaşırken o, iktidarın nimetlerini reddedip bambaşka bir yol çizmiş ve peşinden kitlelerin gelmesini sağlamış bir din araştırmacısı, yazar ve düşünür.

İhsan Eliaçık, AKP’nin din anlayışından Türkiye’nin laiklikle imtihanına, İslam’ın özünden koparılmasından toplumsal duruşa kadar birçok konuda sorularımıza doyurucu yanıtlar verdi. Konuşurken bizim fazlasıyla keyif aldığımız bir söyleşi oldu. Eliaçık, siyasal İslamdan farkını birkez daha ortaya koydu ve “Devlet dindar nesil yetiştiremez. Türkiye laik değildir” dedi

“Müslüman Anti Kapitalist olmalıdır”

* Hocam, ‘Allahlı komünist mi, çağdaş muhafazakar mı?’ Kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz?


Bunlar kamuoyunda yapılan yakıştırmalar. Ben aslında kendime ‘yalnız ve sadece Müslüman’ diyorum. ‘Hangi Müslüman’ sorusuna ise çağın idrakine hitaben ‘Anti kapitalist Müslüman’ diyoruz. Benim 30 senedir yazdığım bazı kitaplar var. 1995’te yayınlanmış 3. kitabımın ismi ‘Devrimci İslam’. Ama son 5-6 senedir muhafazakarların iktidara gelmesiyle birlikte bazı eleştiriler yapmaya, muhalif bir duruş sergilemeye başladık. Aslında yıllardır aynı çizgideyiz. Son dönemde vurguyu daha fazla kapitalizm üzerine kaydırdık. Bazı genç arkadaşlar Anti-Kapitalist Müslüman Gençler adıyla geçtiğimiz 1 Mayıs’ta Fatih’ten Taksim’e yürüdüler. Son günlerde ise ‘Kapitalizmle Mücadele Derneği’ adıyla bir yapı kurdular.


* 1980 öncesinde ‘Komünizmle Mücadele Dernekleri’ vardı…

Birazda ona nazire olsun diye bu isim koyuldu. Bu çalışmanın dindar kökenden gelen insanlar tarafından yapılıyor olması önemlidir. Aslında ideolojik bir hattır. Bundan sonra gidilecek yolun neresi olduğu ve kime karşı konumlanması gerektiğini ifade ediyor. Malum yeryüzüne hakim olan sistem kapitalizmdir. Nasıl ki peygamberler zamanlarının egemen güçlerine karşı çıkmışsa, bugün peygamber yolundan gittiğini söyleyen bir Müslümanın da bugünün egemen gücü kapitalizme karşı çıkması gerekir.

* Bu tanımızından hareketle Hz. Muhammet için ‘Tarihin en büyük devrimcisidir’ yaklaşımına katılıyor musunuz?

Tabii, tereddütsüz katılıyorum. Amerikalı Michael Hart adlı bir yazarın yazdığı ‘En Etkin Yüz’ adlı bir kitap var. Bu kitaba göre Dünyanın gelmiş geçmiş en etkin 100 kişisinin en başında Hz. Muhammed var. Hz. Muhammed’in yapmış olduğu işler dünya çapında işlerdir. Sıfırdan başlayıp, iktidarlara muhalefet ederek bir devlet kurmuş, düşünceyi yaşama geçirmiştir. Zayıfın, ezilenin yanında duruyor. Her yönüyle çok büyük bir devrim gerçekleştiriyor. Bize de en büyük miras olarak, muazzam Kuran’ı bırakıyor.

* İslam ve devrim vurguları yapıyorsunuz. Peki Ali Şeriati’yi, Ebu Zerr’i bu hareketinizin neresine koyuyorsunuz?

Ben, bireysel olarak Ali Şeriati’yi ‘üstad’ silsilesinden biri olarak kabul ederim. Ebu Zerr Gıfari de İslam’da eşitlik ve paylaşım düsturunun en önemli seslerindendir. ‘İslam’ın Yenilikçileri’ adlı bir kitap yazdım. Orada 80 kişiden bahsettim. Burada Ali Şeriati ve Ebu Zerr Gifari de var. Benim fikri maceramın arka planında kimlerin yattığını o kitapta görmek mümkündür.

* İslam dünyası Ebu Zerr’i neden algılayamadı?


Ebu Zerr, Hz. Peygamberin mirasını sürdüren sahabelerden biridir. Devlet olmanın, imparatorluk kurmanın servet, mal olarak görüldüğü bir dönemde, karşısındaki kişi halife dahi olsa buna göz yummamış ve karşı çıkmıştır. Müslümanlar Ebu Zerr’i anlayamamıştır. Servet sahipleri, Dünyanın içine dalanlar Ebu Zerr Gıfari’yi sevmezler. Çünkü Ebu Zerr Gıfari Muaviye gibi değil, Hz. Peygamber gibi yaşamıştır. Peygamberimiz hiç miras bırakmazken üçüncü halife Osman bin Affan bir milyon dirhem miras bırakmıştır. Hatta Medine’de kendisine büyük bir saray yaptırmıştır. Ebu Zerr Gıfari de haklı olarak buna karşı çıkmıştır. Biz Ebu Zerr’in tarafındayız. Çünkü o, Hz. Peygamberin çizgisini sürdürüyor. Kamuoyunda, sanki Ebu Zerr marjinal biriymiş gibi gösteriliyor. Oysa o, birçok sahabenin yaptığı gibi, olması gerekeni yapmıştır. Asıl saraylara taşınanlar, devletin imkanlarını kullanarak kendisine mal toplayanlar marjinaldir. Ebu Zerr Gıfari, Şam’a gidip Muaviye’nin gösterişli sarayında duvarları çınlattı. Ebu Zerr orada şehrin varoşlarını temsil ediyordu. Dolayısıyla İslam tarihinde bir marjinal aranacaksa, yani ana yoldan ayrılan o Muaviye ve taifesidir. Şam’da bir tane saray vardı, o da Muaviye’nindi. Şehrin etrafında yüzbinlerce insan varoşlarla yaşıyordu. Ebuzer onlar adına konuştu. Burada kim marjinal?

* Size de ‘marjinal’ diyorlar

Oysa tam tersi bir durum var; ben milyonlarca kişinin halini savunuyorum. Çağımızda bir Müslümanın bir evi ve bir arabasının olması yeterlidir. Kalanını işe yatırması, infak etmesi vakfetmesi veya borç olarak dolandırması gerekir. Kendi özelinde bekletmek yok. İslam kişisel servet biriktirmeye karşı çıkar. Biz insanları fakirlikte eşitliğe değil, varlıkta eşitliğe, varlığı bölüşmeye çağırıyoruz. Hz. Peygamberin dünya malı bakışını bugüne yorumlarsak en fazla bir ev, bir araba ve bir yıllık geçimi sağlayacak miktar yeterlidir. Bundan fazlası uygun değildir. Biz bunu söylüyoruz. Bu da marjinallik değil, İslam’ın eşit ve adil paylaşımcılığını savunmaktır. İhtiyaçtan fazla olanı kimse üstünde tutmasa değil Türkiye’nin dünyanın sorunu çözülür. Ne aç ne yoksul kalır. Yani dünyanın sorununu Bakara 219. ayeti bile tek başına çözer.

“Kelime-i Şahadet eksik söyleniyor”

* Siz, dünya malından bahsederken Kelime-i Şahadet’ten ‘Mülk Allahındır’ kısmının çıkarıldığını söylüyorsunuz. Biraz açar mısınız?

Araf Suresi’nin 158. ayetinde Kelime-i Şahadet topluca zikrediliyor. “Ey insanlar ben sizin hepinize gönderilmiş Allahın Resulüyüm. Şu iki şeyi söylemek için size elçi seçildim: Yerlerde ve göklerde mülk Allah’ındır ve Allah’tan başka ilah yoktur” Hz. Muhammet bunu söylüyor. İslam’ın bütün özeti budur. Aslında tüm Peygamberler bunu söylemiştir. Bilgi, servet ve iktidar tek kişide toplanır ve bu güç tahakküm için kullanılırsa Kur’an buna ‘ilahlaşmak’ diyor ve (Allahtan başka ilah yoktur) diye reddediyor. Bir grup, yapı, cemaat filan bunları tek kişide toplayıp tiranlık kuramaz.

* İslam’da cemaatleşmeye karşı çıkıyor musunuz?

Bilinen anlamda örgütlenme, cemaatleşme amacından çıktığı için, tek kişiyi önemsediği için ben bu yaklaşımı eleştiriyorum. Peygamberimizde öyle yapmıştır. Hiçbir zaman bir kişiyi aynı göreve iki kere atamamış, ebedi görevler vermemiştir. Kendisi de yanında yığınla koruma bulunduran, yürürken arkasından insanları yürüten biri olmamıştır. Olabildiğine sade yaşamıştır. Bugünkü dini, siyasal cemaatler, iktidarlar Hz. Muhammet’in bu anlayışını yakalamaktan çok uzaktır. Sadelik, basitlik, doğallık Hz. Muhammet’in yaşantısının parçasıdır. Bugünkü söylemle ‘komünal’ bir duruşu vardır. Zaten komündeki ‘com’, cemaatteki ‘cem’, cumadaki ‘cum’ hepsi eski Fenike dilinden aynı kökten türemiştir. Toplumculuk demektir. Tüm peygamberler kamucu, toplumcudur. Komşun açken sen yün seccadede sabaha kadar namaz kılsan bu dindarlık değildir. Dindarlık namazla, sarıkla, cüppeyle, şekille olmaz.

*AKP döneminde birçok kişi AKP’ye yaklaşırken İhsan Eliaçık, AKP’ye yaklaşmak yerine muhalif olmayı tercih etti. İktidara yaklaşsaydınız ‘dünyalık’ biriktirmez miydiniz?

Tabii canım, ondan şüphe yok. Ama ben bunu kendime yediremem. Benim bir duruşum var. Gençlik yıllarında Akıncı Gençlikten yargılandım. Mamak Cezaevinde 1 yıl yattım. 28 Şubat sürecinde 30 ayrı davadan yargılandım. Ben iktidardakinin kim olduğuna bakmazsızın iktidar icraatlarını eleştiririm. Yanlışı eleştirmek, muhalif durmak aydın sorumluluğudur. Ayrıca kutsal kitap okuyan herkesin iktidarların yanlışını eleştirmesi gerekir.

“Kurtulmuş, AKP’de eriyip AKP’lileşecek”

* Kısa süre öncesine kadar sizinle aynı argümanları dillendiren Numan Kurtulmuş AKP’ye katıldı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Numan Bey bir siyasi kişilik. Düşüncelerini AKP’de de uygulayabileceğini düşünmüş olabilir. Muhtemelen Tayyip Erdoğan da kendisini böyle ikna etmiştir. Çünkü AKP liberalliği, kapitalistliği yaptı. Artık savunacak bir şeyi kalamadı. Bundan sonra sosyal adaleti savunması gerekir.

* ‘Numan Kurtulmuş AKP’yi HAS Partilileştirecek’ diyebilir miyiz?

Kafasında öyle bir düşünce olabilir ama aksine kendileri AKP’de eriyecektir. Fakat Türkiye’nin geleceğinde ‘dindarlık’ ve ‘sosyal adalet’i harmanlayan bir anlayışın yükseleceğini öngörüyorum. Bunu ya CHP yapacak ya AKP yapacak. Ya AKP giderek sosyal adaletçi olacak ya da CHP dindarlıkla arasındaki soğuk perdeleri kaldıracak. Şunu da belirteyim; (CHP iyice dincileşsin, dini istismar etsin) demiyorum. Sadece meseleyi daha net gözlemleyip yorumlayabilir. Bana göre herkese ait olan ‘ortak iyi’ iktidar olmalı.

* Radikal dini unsurların AKP ile daha merkeze kayıp yumuşadığı görüşüne katılıyor musunuz?

Böyle bir yaklaşım var. Bunu Başbakan Erdoğan’da, (Biz emniyet sibobuyuz) diyerek ortaya koyuyor. Ama Başbakan Erdoğan’ın kafasında hala eskinin dini toplum algısının yattığını görmek de zor değil. Dindar toplum yetiştirme anlayışı da bunun yansımasıdır. Oysa iktidarın görevi erdemli, dürüst insanlar yetiştirmenin olanaklarını sağlamak olmalıdır. Okulları da buna göre kurgulamalıdır. Devlet adam yetiştirmez, devlet inancı tanımlamaz. Devlet çıkıp (Cemevi ibadethane değildir) diyemez. Bunlara devlet karışamaz. Devlet toplumun özgürlüğünü ve güvenliği sağlar.

* Bu noktada ‘nüsuk’ yaklaşımınız var. Biraz açar mısınız?

Bana göre camide yapılan da, cemevinde yapılan da, kilise de yapılan da ibadet değildir. İbadet bambaşka bir şeydir. Buralarda yapılanlar sembolik hareketlerin tekrarıdır. Yani Kuran’a göre ‘nüsuk’tur, sembollerdir. Oysa İslam derinlerde bambaşka şeyler öğretir. Hacda tavaf etmek eşitliği öğretir, Safa ile Merve arasında gidip gelmek (sa’y) emeğin kutsallığını öğretir. İslam bunları anlatır. Bu yönüyle kardeşliği öne alır.

“Türkiye laik değildir”

* Devletin ibadethanelere müdahalesini eleştirdiniz. Sizce de Türkiye’de devlet laik değil mi?

Devletin dini vardır ve Diyanetle çerçevesi çizilmiştir. İktidarlar birçok uygulamaları için Diyanetten fetva alıyorsa laiklik yoktur. Oysa devletin dini adaletten başka bir şey değildir. Aslında Atatürk’ün Diyanet’i kurma yaklaşımı da dini topluma aktarmaktan ileri geliyordu ama Atatürk’ün yanında devrimci İslam’ı anlayan hocalar yoktu. Atatürk’ün din işlerini düzenlemelerini istediği hocalar dini cami, cenaze, kandil, hac, oruç ile sınırlı anlıyorlardı. Oysa Devrimci İslam’ı anlayan hocalar olsaydı manzara çok farklı olabilir, toplumda dinin özüne dönük yaklaşım görülebilirdi. Dini ibadethanelere mahkum etmek tapınakçılıktır.

İslam esas itibariyle kendini adalet ve mülkiyet temelinde gösterir. Yani toplumda yaşanan eşitsizlerin giderilmesine yönelik ne dediği ve sahip olduklarımıza nasıl sahip olduğumuz, ne şekilde aramızda dolanacağı ve bölüşümün nasıl olacağı ile kendini gösterir. Bunları es geçerseniz din bir tapınma ritüeline dönüşür, gerçek hayatla bağı kopar. Nitekim Türkiye’de İslam’ın başına gelen de budur.

Yazar hakkında

ihsaneliacikeditör

10 yorum

  • Ceketi ile gelip ceketi ile gidecek biri ama Müslüman değil !..<br />Latin Amerika ülkelerinden Uruguay’ın Devlet Başkanı Jose Mujica, dünyanın en yoksul devlet başkanı…<br />Yalnızca iki külüstür otomobili ve bir de çiftlik evi olan Mujica, 12 bin dolarlık maaşının yüzde 90′ını ise hayır kurumlarına bağışlıyormuş…<br />76 yaşındaki Mujica, BBC’ye verdiği röportajda, “Hayatımın uzun yılları böyle

  • bu görüşler ihsan hocanın genel olarak neyi savunduğunu nerde durduğunu anlatıyor,ihsan hoca şuanda düzen için fazla tehlike arzetmiyor olabilir,ilerleyen günlerde ektiğini biçmeye başladığı zaman devletin ürünlerini nasıl yerle bir etmeye çalışacağı bir gerçektir,neticede antikapitalist olmanın bir bedeli vardır,bu böyle kolay aşılacak bir durum değildir geçmişiniz nerden gelirse gelsin resmi

  • hocanın söylediklerinin çoğuna katılmamak mümkün değil hocam yanlız 1 ev 1 araba ile yetinmekten değilde her zaman her şartta adaletten eşitlikten yana olmalıyız 7 milyar insan 7 milyar otomobil hayal bile edemiyorum onların yürüyeceği yolları yakacağı yakıtı (enazıdan günümüz üretim ve teknolojik trendleri ile) bu durumda herkese komunal yaşama inanan biri olarak toplu taşıma öneriyorum:)ihsan

  • Hocam, bendeniz gibi yurt dışında ikamet eden arkadaşlar için kitaplarınızın elektronik kitap olarak satışını da sağlamanız mümkün mü?<br />Teşekkürler,<br />Saygılar

  • Namaz gibi &quot;dinin diregi&quot; bir ibadeti sembolden ibaret goren bir kisinin diger dusuncelerini nasil ciddiye almali, din bilgisine nasil guvenmeli…Bu felsefenin pesine takilacaklar biraz dikkatli olsunlar.. Yarim doktor candan, yarim hoca dinden eder… <br />

Kategoriler

SON İÇERİKLER

ARŞİV

Takip edin

Konular