KategoriYAZILAR

‘Sana neyi infak edeceklerini sorarlar’-2

Medine’ye gelince, Mekke’den beri süren “tezkiye/zekat” çağrıları ile birlikte “infak”, bazen “afv” ve ilerleyen yıllarda da “sadaka” kavramının kullanılmaya başlandığını görürüz. Çünkü Mü’minler Medine’de yeni bir şehir kurmuş, artık mala mülke kavuşmaya başlamıştır. Bu dört kavram birbirinin yerine kullanılıyor gibi görünmekle birlikte, aralarında ne gibi bir fark olduğunu biraz deştiğimizde...

‘Sana neyi infak edeceklerini sorarlar'(1)

Günümüzde hidayete eren birisi için “Bir görsen baştan aşağı değişmiş; sakal bırakmış, cübbe ve sarık giymiş, saçının telini göstermiyor, kadınların elini sıkmıyor, haremlik selamlık uyguluyor” vs. dendiğini çok duymuş ve görmüşsünüzdür. Demek “hiyadet coşkusu” böyle yaşanıyor. Vatandaş müzikle uğraşıyorsa muziği, sinemayla uğraşıyorsa sinemayı, tiyatroyla uğraşıyorsa tiyatroyu ve dahi her ne...

ARKADAŞ PEYGAMBER

Kur’an’da peygamber isimlerinin “İbrahim”, “Musa”, “Nuh” “Muhammed” şeklinde “mahalleden arkadaşıymış gibi” alabildiğine tek ve yalın kullanılması öteden beri çok dikkatimi çekmiştir. Bu konuda nicedir bir şey yazmak istiyordum…Acaba bu tür isimler Kur’an’da neden yalın geçiyor?Ben bunun bilinçli bir kullanım ve mesaj olduğunu düşünmekteyim.Oysa dini kültürümüzde bunun tam tersi bir durum var...

ÜÇ TERİM:BEYT,ŞERİAT VE ORUÇ

Başlıkta gördüğünüz sözcükleri çok duymuşsunuzdur.Fakat bu yazıda bu terimlere başka bir açıdan bakacağız.Kanımca, insanlık tarihinde “uygar/medenî yaşama” bu terimlerin ifade ettiği mana ile geçilmiştir.Eğer insanoğlunun zihninde “ev”, “hukuk” ve “ahlak” fikri doğmasaydı insanın hayvandan, şehrin ormandan farkı kalmayacaktı!Bakın nasıl…“Kıblem Ka’be’yi Beytullah” deriz. Yani “Yönüm Allah’ın evi...

YENİ MUHALİF DİL

Türkiye’de iktidar yalaklığı da pespaye muhalefet de köhnemiş “mahalle duvarlarının” arkasına sığınarak konuşuyor. Hal böyle olunca iktidar-muhalefet ilişkileri hiçbir zaman gerçekçi zeminde seyretmiyor.Oysa Türkiye değişiyor.Buna paralel olarak muhalefet anlayışının da değişmesi gerekmiyor mu“En büyük kamu” başlıklı yazımda “yeni muhalif dilin” hangi zeminde durularak üretilebileceğine dair...

Deniz nasıl yarıldı?

Dikkat ederseniz, bunca gürültü arasında, mecbur kalmadıkça doğrudan gerilimli gündeme ilişkin yazmamaya çalışıyorum. Yazarsam bile on yıl sonra da okunabilecek yazılar çıkarmaya çalışıyorum. Yazdığım yazılar daha çok M. İkbal’in tavsiyesi doğrultusunda “İslam’da dini düşüncenin yeniden inşasına” yönelik… Ortalık kısmi sükunete de kavuşmuşken, kendi mecramda akmama ve epeydir beklettiğim bir...

EN BÜYÜK KAMU

“Kamu” sözcüğü eski (11. yy) Türkçe’deki “kamug”dan geliyor. Dil devriminden sonra Arapça “amme”nin yerine kullanılmaya başlanmış.Arapça’da “amme” deniyor; herkese, genele ait olan (amme), genel (umumî), genellikle (umumiyetle), millet, topluluk (ummet), genelin içinden çıkan (ummî), genel, tüm (âm), genelin konuştuğu Arapça (âmmice) vs…Batı dillerinde “pan” eki bu manayı veriyor; herkesin...

DOKUZ ÇETE,DOKUZ AYET

“Çete” TDK sözlüğünde şöyle tanımlanmış: “Yasa dışı işler yapmak veya etrafındakileri korkutmak amacıyla bir araya gelmiş topluluk…”“Haydut” ise şöyle: “Silahlı soygun yapan kimse…”Bu sözcüklerin Türkçe’ye Sırpça (çeta) ve Macarca’dan (hajdu) geçmiş olması da ilginç!Kur’an’da “ülkede fesat çıkaran dokuz çete” diyerek Hz. Salih’in kavminden, “ateşe çağıran liderler/çete elebaşları” diyerek de...

Hangi Kur’an?

“Kur’an’a dönelim”, “Kur’an İslam’ı” vs. diye “Kur’an da Kur’an” deyip durmaktan dillerde tüy bitiren söylemleri biliyorsunuzdur. Olumlu işlevi olmuştu bir ara ama artık kabak tadı vermeye başladı. Gayet sığ, derinliksiz ve yavan kalıyor. Artık şöyle denmeli: İyi de “Hangi Kur’an”? Yanlış anlaşılmasın; birden fazla Kur’an olduğunu kastetmiyorum. Birtane Kur’an var; tamam, başımız gözümüz üstüne…...

Benim Gözümde Atatürk

Benim gözümde Mustafa Kemal Paşa, yaşadığı tarihsel şartlar nedeniyle yıkılış ve yok oluş dönemi millet ve devlet aklının bir ürünüydü. Altı yüzyıllık bir imparatorluğun dağılacağı görülünce, millet ve devlet aklı harekete geçmiş ve “kendinden zuhur diyalektiği” ile kendi rahminde yeni bir doğum var etmiştir. Bu doğumu...

Kategoriler

SON İÇERİKLER

ARŞİV

Takip edin

Konular