“Süleyman’ın mülkü” başlıklı yazımın girişinde, Kur’an’ın özellikle mülk ayetlerinin operasyona tabi tutulduğu fikrini örnekleme sadedinde bir mealden örnek vermiştim.
Kral finansıyla hazırlanan bu meale “En kral meal” demiştim.
Meal heyeti arasında yer alan Hayrettin Karaman Hoca, bu yazım üzerine köşesinde beni dikkate, edebe ve insafa davet etmiş. (Yeni Şafak; 28.10.2010).
Söylediklerimi dikkatsiz, edepsiz ve insafsız bularak şu açıklamayı yapmış:
“1982 yılında hocamız Ali Özek, mealde adı geçen beş arkadaşa, acele olarak Kur’an-ı Kerim’e açıklamalı bir meal yazacağız, “Dünya İslam Birliği” bunu bastırıp parasız dağıtacak” dedi, sureleri taksim etti, mümkün olduğu kadar acele olarak gereğini yaptık, A. Özek hoca hariç hiçbirimiz, diğerlerimizin yaptıklarını okuma fırsatı bulamadık. Meal 1982 yılında on bin adet basıldı ve dağıtıldı. Rabıta daha fazla basmak üzere harekete geçince biz itiraz ettik, “mealin tamamını altı kişi okuyalım, gerekli tashihleri yapalım, ondan sonra basılsın” dedik. Bunu da (yeniden okuma, tashih, iyileştirme işini) birkaç defa yaptık.
1985 yılından itibaren bu meal, önce M.Ü. İlahiyat Fakültesi Vakfı, sonra Diyanet Vakfı tarafından da defalarca basıldı. S. Arabistan’da yapılan baskılar ise milyon nüshaları çok aştı.
Evet, 1982 tarihli baskıda, bir hocamızın yaptığı meal kısmında, İ. Eliaçık’ın naklettiği gibi isabetsiz bir tercüme yapılmıştır. Ama bundan sonraki baskılarda o meal tashih edilmiş ve aşağıda vereceğim şekli almıştır. Buna rağmen yirmi beş yıl önce yapılan hatalı tercümeyi ele alıp diğerlerine bakmadan ağzına geleni söylemek de neyin nesi oluyor!?”
***
Hayrettin Karaman, bu açıklamanın ardından, aynı köşede iki yazı daha yazarak “ihtiyaç fazlası mal” ve “meşru servet” hakkında “söylemlerimize” kendince iyice bir ayar çekmiş!
“Hocaların hocasından” destur alınca bize susmak mı düşüyor?
Hayır!
Hoca yanılıyor ve okuyucularını da yanıltıyor.
Nedense “hocalar” hep mal mülk söz konusu olunca yanılırlar!
Mesele basit bir “görüş ayrılığı” değil, bilesiniz.
Mesele çok daha derinlerde…
***
Şimdi, yukarıdaki açıklaması sizce makul mü?
Yapılan tercümenin “aceleye getirilerek”, “tamamı okunmadan” “isabetsiz”, “hatalı” olduğunu kendisi de söylüyor. Bu iyi…
İyi de sadece 1982 baskısında değil; 1987 baskısında da var. Bu arada kaç yüz milyon bin basıldığını da bilmiyoruz. Demek ki 80’li yıllar boyunca basılmış ve dağıtılmış. Dahası bugün hala piyasada…
Daha birkaç hafta önce yurdum insanı Kabe’de tavaf edeceği sırada eline oradan bir meal almış okurken beni aradı; “Burada böyle yazıyor, üzerinde 5 tane profösörün ismi var, senin bize söylediklerin yanlışmış, kafana göre konuşma” diye zılgıt çekti.
Üstelik toplatılmamış, “Kusurludur, o haliyle okunacak durumda değildir, itibar etmeyin” de denmemiş…
“Düzelttik işte, daha ne diline doluyorsun” demeye getiriyorsunuz ama meali “o haliyle” şu an binlerce insan okuyor. Okumakla kalmıyor, bizi onunla sigaya çekiyor.
Bir mealde sonradan hatalar görüp hatta yeni bilgiler ışığında görüş değiştirip değişiklikler yapmak kötü bir şey değil; tam tersi olması gereken bir şey. Buna diyeceğim bir şey olamaz. Düzelttiğiniz için teşekkür ederiz.
Ama piyasada öyle bir meal hala var, vatandaşların çoğunun evinde bulunuyor. Söylediklerim düzeltme yaptığınız baskılar için geçerli değil; benim derdim “o meal” ile… Ve artık o sizden çıkmış.
Mealin başka yönlerini ele alsam koca bir kitap yazmam gerekli, ama benim derdim o değil.
Size soruyorum Kral’ın finansıyla hazırlanan mealde “bir kralı en çok rahatsız edecek ayetin” çevirisi böyle yapılıyorsa ve bu yıllardır piyasadaysa siz olsanız ne düşünürsünüz?
“On bin tanecik basılmıştı, hem çoktan bitmiştir” mi diyeceksiniz?
Ee, 1987’de de basılmış?
Size bir özür beyanı yakışmaz mıydı?
Tam tersi bunu hatırlatanı edebe davet de ne oluyor?
***
Benim derdim kimi meallerde özellikle mal, mülk, eşitlik, emek vs. ile ilgili “kralları” yani servet ve iktidar sahiplerini rahatsız edecek ne kadar ayet varsa, ya (güya) neshedilmiş, ya da tevil-tefsir edilerek kuşa çevirilmiş olması…
Allah “Yanınızdaki ile eşit hale gelin” (Nahl 71) derken putları, “Yeryüzünde eşitçe rızık kaynakları takdir etti” (Fussilet; 10) derken hayvanları, “İnsan için emeğinden başkası yoktur” (Necm; 39) derken namaz, oruç, Safa ve Merve arasında gidip gelme türünden sa’yleri kastediyormuş. Bunlar şu anki eşitlik, emek filan değilmiş, o zaman solculuk olurmuş… Keza Allah kardeş olan Müslümanların birbirine mirasçı olabilecekleri ayetini de (Enfal; 75) neshetmiş… Yoksulun zenginin malı üzerindeki hakkı ( Meâric; 23) sadece 40/1’miş, o kadar… “Kenz” yapanlar Hristıyan ve Yahudi alimleriymiş (Tövbe ;64), bizi ilgilendirmiyormuş…
Böyle böyle, hangi birisini sayayım, ne kadar zengini rahatsız edecek ayet varsa tevil ve tefsir yoluyla “sinirleri alınmış”, kuşa çevirilmiş…
Bunlara “görüş farklılığı” veya “farklı içtihat” deyip geçebilir miyiz? Nasıl bu kadar rahat olabiliyorsunuz?
***
Yaptığınız “aceleye getirmenin” bir masum hata olduğu kanaatinde değilim. 80’li yıllar darbe yıllarıydı. Rabıta örgütü darbeyi “imamların maaşını ödeyerek” de olsa finanse ediyordu. Siz de o meal sebebiyle finans edilmediniz mi?
Bunun bir “proje” olduğunu düşünüyorum. En iyimser yorumla buna alet edildiğiniz anlaşılıyor.
“25 yıl önceydi” diyorsunuz.
Kralı memnun edecek tarzda yazılan o meale “aceleye getirerek”, “tam okumadan” imza atmışsınız ama sonra yazdığınız iki yazı da (Yeni Şafak; ‘İhtiyaçtan fazla mal’, ‘Meşru servet’) bu sefer “zamane zenginlerini” memnun edecek tarzda tefsir yapıyorsunuz.
Yine aynı şeyi neden yapıyorsunuz?
“Meşru servet” ne demek? “İhtiyaçtan fazlasını infak edeceksiniz” diyen ayetten, nasıl bir şapkadan tavşan çıkarma ki “meşru servet” çıkarabiliyorsunuz?
İnfak bir şeyi mülkiyetinden çıkarma değil mi? İhtiyaçtan fazlasının mülkiyetten çıkarılması gerekiyorsa nasıl servet olabiliyor? Servet caiz mi ki meşrusundan dem vuruyorsunuz?
İhtiyaçtan fazlası (afv) ister stok (kenz) edilsin, ister “ekonomiye katılsın” şahsî mülkiyet olamaz. Şahsi mülkiyet (mülkiyet denecekse eğer) sadece kişinin havâic-i asliyesidir. Ve bu her Allah’ın kulunun hakkıdır. İhtiyaç fazlasını kenz ederse zaten bu ateştir. Ekonomiye döndürürse buna olsa olsa “dolaylı infak” denebilir ki “dolaylı yoldan mülkiyetinden çıkarma” demektir. Kişi bunu da şahsi mülkiyeti olarak göremez. Çünkü artık onda işçinin, emeğin, toprağın, suyun, hammaddenin ve nihayet her zaman olduğu gibi yoksulun ve tüm toplumun hakkı vardır ve onlarla bölüşmek, paylaşmak zorundadır. Bu bir lütuf değil; borçtur. Borcunu ödemeyene ne denir?
İnsanlar Allah’ın mülkünden (toprak, su, ırmak, hammadde, maden, makine vs.) her hangi bir şeyi şahsî sermaye olarak kullanıp, ondan zenginleşemez. Kişiye kazandığından (emeğinden) bir “pay” vardır (Nisa; 32). O pay da havâic-i asliyesidir. Gerisi toplumun, kamunundur.
Apartmanının kapısında “Mülk Allah’ın’dır” yazan fakat iki ay kira gecikince kiracısına icra getiren Hacı’nın mülkiyet anlayışından bahsetmiyoruz. Ele geçirdiği mülküne emanet der ama elinden gelse Allah’tan bile kira ister!
Basbayağı “ihtiyaçtan fazla özel mülkiyet” sahibi olunamayacağından bahsediyoruz.
Havâic-i asliye mülkiyet değil; haktır. Mülkiyet ise hak değil; görevdir. Görevi kötüye kullanandan toprağı üç yıl peş peşe ekmezseniz geri alındığı gibi alınır çünkü özel mülkiyeti değildir. Bu manada İslam’da havâic-i asliye vardır; özel mülkiyet yoktur.
Bilgi, iktidar ve mülkiyet tümüyle Allah’ın (halkın) dır. Bu üçü üzerinden zenginleşme, sınıflaşma, tekelleşme, hiyerarşi ve hegemonya üretilemez.
Bunları liberal afsunlarla uyutulmuş Müslüman aydınlar anlamaz. Alimler, mollalar ve hocaların çoğu da Emevî mülkiyetçiliğinden başka bir şey bilmedikleri ve okumadıkları için hiç anlamaz.
Onları derin uykulardan uyandıracak bir şok lazım!
“Sizler yoksulsunuz, Allah’tır zengin olan” ayeti mucibince kişinin kendisine “zengin” demesi bile caiz değildir, edebe müğayirdir. Bu ayetin “kime” söylendiğini iyi düşünün…
***
Kişi sadece havâic-i asliyesinin (ev, araba, ev eşyası, iş, maaş vb. yaşaması için gerekli temel ve zaruri ihtiyaçların) sahibi olabilir. Fazlasını mülkiyetinde tutarsa zina, içki, adam öldürme ve hırsızlık gibi haram işlemiş olur.
“Krallara” rağmen Ebuzer’in açık görüşü budur.
Bu görüş kanımca bir içtihad değildir.
Şimdi uzun sürer Bakara 219, Tövbe 34 gibi ayetlerin açık beyanından… Peygamberimizin mülkiyetsiz ölmesinden… Hz. Ebubekir’in ve Hz. Ömer’in Müslüman olduklarında zengin oldukları halde Müslümanken zengin kalmadıkları, öldüklerinde geriye hiçbir şey bırakmadılarından… Hz. Ali’nin tutumunun da aynı olmasından… Hz. Süleyman dahil; peygamberlerin hiçbirisinin, evet hiçbirisinin geride şahsî mülkiyet bırakmadıklarından…
Anlaşılıyor ki mülkiyete karşı böylesi bir tutum bir içtihad değil: dinin açık emri, peygamberlerin, sıddiklerin, şehidlerin ve salihlerin yoludur…
İslam’ın ana yoludur bu; iddia edildiği gibi Ebuzer’in marjinal (şaz) kalmış içtihadı değil.
Gerisi yan yollara sapma ve bozulmadır.
Mülkiyete karşı böylesi bir tutum bilinçli bir tavır alış, dinî, ontolojik ve ideolojik bir duruştur. Yokluk, kıtlık ve acziyet sebebiyle fakru zaruret değildir. Tam tersi varlık ve bolluk içindeyken, imkanı olduğu halde ve en güçlü anında bilinçli tavır alıştır.
Ben bunu bilir bunu söylerim. Aksini “basit bir görüş ayrılığı” diyerek es geçmem mümkün değil. Burada genişlik ve rahmet değil; yoldan çıkma ve sapma var. Bunu görünüz.
İslam’da mülk meselesi bu kadar esaslı bir meseledir. İhmal edecek, savsaklayacak bir tarafı yoktur. Zaten İslam’ı (Müslümanları) yıkan üç şeyden ilki buydu. (bkz. ‘İslam’ı yıkan üç şey’ (3M) başlıklı makale)…
***
“Yoksulluk kalktıktan sonra servet biriktirilebilir…” diyorsunuz.
Buna içtenlikle inanıyor musunuz? Yoksulluğun sebebi zaten servet biriktirebilinir olması değil miydi? Yoksulluk bitene kadar servet biriktirilmeyecek, sonra servet biriktirilmeye izin çıkacak ve tekrar yoksulluk ortaya çıkacak? Bütün bir tarih bu değil mi zaten?
Neden meselenin etrafında dolanıyor, işin köküne inmiyorsunuz? Yoksullara yardımı aşın, yoksulluk neden var onu sorun…
Kadının saçının teli, sesi, tokalaşması vs. karşısında feveran eden ve “din elden gidiyor” nutukları atanların, iş ihtiyaçtan fazla mal ve servet konusuna gelince dilleri lâl oluyor.
Çarşafı dinin gereği sayanların, iş çarşafın altından kollara dizilmiş altın ve bileziklere gelince gözleri görmez, kulakları duymaz oluyor.
Neredeyse beş yoksul ailenin bir yıllık havaic-i aslisine denk jipe binenler, iş gümüş yüzüğe gelince zahid oluveriyorlar.
İsrafı hak ve emek sömürüsünden geçen kazanç değil; zenginliğin biraz ucunu kaçırmak olarak anlıyorlar. “Yiyiniz, içiniz israf etmeyiniz” (Nisa; 6) demek, yiyiniz, içiniz ama bunu başkasının hakkını ve emeğini alarak/çalarak yapmayınız demektir. Örnek: “Yetimlerin malını israf ile yemeyiniz” (En’am; 141),
Başörtüsüne gösterdikleri titizliğin binde birini para ve mal hakkında göstermiyorlar. Hele iş kamu malı olunca devletin malı deniz…
İş servete gelip dayanınca cemaatcisinden tarikatçısına, particisinden radikaline, sufîsinden selefîsine, hocaların hocasından cübbelisine hepsi birden tek bir yürek oluyor! Hani bunlar birbiriyle anlaşmazdı? Yıllardır birbirini yer dururdu?
***
Bunlar memleketimden dindar manzaraları hocam…
Bunlar kimi okuyor, yıllardır kimden fetva alıyor? Neden böyleler? Hiç düşündünüz mü? Şu servet işini kökten ele alınız hocam, mırın kırın etmeyi bırakınız.
“Mülkün tabiatına dair” esastan sorular sorunuz. “Abdestli kapitalizmi” meşrulaştıracak fetvalar vermeyi bırakınız. Korkmayınız, ürkmeyiniz.
Bu dinin en asaslı mesajı “kralların” hoşuna gitmese de “Lehu’l-mülk”!
Servet ve iktidar sahiplerini memnun eden bir din, Muhammed’in getirdiği din olamaz!
Kur’an’ın neye ilk hayır (kella) dediği üzerinde yeniden düşününüz. Tuğyan ile zenginlik arzusu (istiğna) arasında zorunlu ve kopmaz bir bağ olduğunu söyleyerek başladı vahiy! (Alak; 6-7).
***
“Dikkatsizlik nedeniyle özür” diyeceğiniz yerde köşenizden beni dikkatte, edebe ve insafa davet ediyorsunuz. Tam tersi dikkat, edeb ve insaf sahibi olmasaydım onları yazmazdım. Sözlerimde dikkatsizlik, edepsizlik ve insafsızlık yok; belki “öfke” var.
Bunu Hz. İsa’nın İncil’de geçen ve “kralların alimi” din adamları için söylediği “ Ey engerek soyu, ey kör klavuzlar!” öfkeli hitaplarıyla ifade etmişim. Kral finansıyla ve onu memnun edecek şekilde ayet çevirisi yapana başka ne denir?
Öyle değilseniz üzerinize alınmayınız. Söz gideceği yeri bilir, siz müsterih olun.
Ama şunu bilin ki bu öfke Ebuzer’den beri hiç dinmedi, dinmeyecek!
Filhakika, bu sefer kazanan Muaviye olmayacak!
elinize ve dilinize saglık sayın abım. bu zihnıyetlerle savasmamız lazım
sayın abım yazdıgınız kıtaplara ulasa mıyorum . ınıs sırasına gore meal tefsır ve hangınız muhammed ıcın ayrıyaden elınıze ve beynınıze saglık bızı dusunmeye ıtıyor
Tebrikler Aziz İhsan Eliaçık! islamın sivri dilli Dervişi! İslamın servet,mal,mülk anlayışı bu kadarmı net ve edebi anlatılır!?. Rabbim Sana Hayr hazineleri bağışlasın! Yüreğinde hayır sevgisi olan serveti ne yapsın. Malın hayırlısı sadaka olarak verilendir. Biriktirilende hayır yoktur. Başa beladır.(Tevbe 34-35) Kişinin kalbi biriktirdikleriyle birliktedir. kalbinde hayr sevgisi olan hayr
kuran işi tercüme işi aceleye gelecek iş midir ?Bir işte acelecilik varsa o işte para vardır !
Vallahi bu yazın hepisini geçmiş. Hiç sağa sola sapmadan direk ve kızgın içindekilerini döküyorsun. Helal olsun diyorum bu şekilde inananlara. Vallahi o kızdığın adamlara ben de senin kadar kızıyorum.<br>Bildiğin yolda yürü.<br>Selamlar.<br><br>C.Ö.
Değerli İhsan Kardeşim,<br><br>Seni Atinalılara "Ben at sineği gibi sizi rahatsız edeceğim" diyen Sokratese benzetiyorum. Veyahut yeryüzünde asrımızın Ebuzerine… Selam olsun sana ve seni sevenlere aziz dost!
Hayat devrimci bir işlevdir. Eliaçik bu kadar açık ve net anlatmışssin. Bunu anlayamayanlar art niyetlidir. İşte yorum, işte gercek.ellerine sağlık….
resullullah,ın ebu'zer için o yalnız yaşar yalnız ölür dediği gibi,bak hocam sen bunları yazıyorsun hiç kimse tarafından sevilmezssin, Allahın seni sevmesi ise para kazandırmaz kimse sana ramazanda gel milleti salya sümük ağlat ta demez spor salonlarını dolduran kalabalık seni el üstünde taşımaz gelecekte ismin hiç bir zaman ahmet ibni ihsanül kayseriyede olmaz sen hala belediye
Açlığın insan öldürdüğü bir dünyada tok gezmek temel bir ahlak sorunudur.Bu meseleye dikkat çektiğiniz için,söylenmesi gerekeni söylediğiniz için,kurşunumuz bitse bile cepheden kaçma hakkımız olmadığını ihtar ettiğiniz için,bir elimize ay bir elimize güneş verilse bile,bunlara değersiz oyuncaklar gibi bakıp,doğru bildiğimiz yolda sadece kahramanlara mahsus sükunet ve kararlılıkta yürümemiz
Sevgili İhsan hocam, yine çok güzel bir yazı. aydınlanmak için birkaç soruma cevap verirseniz çok memnun edersiniz.<br>* aylık 5000 TL'nın yarısına yakın bir gelirim var. kendime ait bir evim yok, arabam yok. hamdolsun geçiniyoruz. Peki biz ne yapmalıyız? paylaşmayacak mıyız? ya da neyi paylaşabiliriz? paylaşacaksak bunu eşlerimize nasıl anlatacağız :)?
Bügüne kadar yazılarınızı okuyup geçiyordum. Ancak bu yazı için kısacıkta olsa birşeyler söylemeyi olmazsa olmaz adlederek;<br>Elinize emeğinize yüreğinize sağlık diyorum… Selamlar.
* bir de servet edinme devlet tarafından mı yasaklanmalı yoksa vicdani bir konu mu?<br>* Mülk konusu en çok önemsediğiniz konu. Fatiha'da ki sıralamada Rahman ve Rahim (sonsuz sevgi ve merhamet sahibi) isimleri Malik isminden önce. akıl yürütüyorum.<br>Belki aynı sonuca ulaşmak açısından tasavvufun öne aldığı aşk kavramı mülk sorununa da çare olmaz mı? bir şey öğrenmenin en kolay yolu bir
beyefendi Hayrettin Karaman için yazdıklarınıza kesinlikle katılıyorum.. Ancak sizinde ondan farkınız kalmamış…Hz. Muaviyeye bile saygısızlık etmişsin..tarikat – tasavvufa dil uzatmışsın.. Ayeti kerimelerle kendince bazı açıklamalarda bulunmuşsun…merak ediyorum..ilmi seviyeniz nedir..
ilmi seviyeyi gösteren bir cihaz var mı?
eyvallah ihsan ağabey
Hocam, Allahına kurban sizin.. adeta Ebu-zerr, adeta Ali Şeriati.. Savurlaım işte böyle, karaman koyunlarını.<br><br>Adı üstünde din konusunda atıp tutan bir hocadır kendisi ama, allah rı<ası biri çıksın desin ki şu herifin hiç değilse resimleri mütebessim ve müslümanca…<br><br>Adamda nur yok ya.. adamda nur yok..<br><br>Eliaçık hocam, aynen devam.. bu ülkedeki islam sömürücüsü puştları
Toprak kardeşim Muaviyeye Hazret yani sayın diyorsun. Sayınlık ne yapmış? Ehli beytin katili bir insanı savunmak senin hangi din anlayışınla uyuşuyor? Ki muvaiye ' Haşa ' ' Muhammede inen gelen birşey yok ,hepsi onun uydurmasııdır' diyen bir insandır. ve sen onu, senden öncekiler gibi yere göğe koyamıyorsun.Sonra İhsan beyi eleştiriyorsun. Senin muaviye bilgin, taaa onun kendi
s.a.bir yahu git yahudi ile uğraş…iki para olmadan dünde bugünde bir iş yapamassın üççç HZpeygamber EFENDİMİZ NEDEN KERVANLARI VURDU GİT ÖĞREN…..insanlar zekatını verdikten sonra sanene arkkadaşım milletin mülkünden beşşşş hayrettinbeyle uğraşma ilmin yetmezaltıııı sahabeler sadece EBUZERDEN mi ibarettir…yedi HZ OSMAN EBUZERRİ NEDEN gönderdi bi öğren….sekizzzz gel kitapmıtap yazma sana
ben bir adamı ancak bu kadar sevebilirim..
Yapmayın hocalar bari siz yapmayın. Horoz dövüşüne girdiniz; tüyleriniz havada uçuşuyor. Öfkenize biraz daha yenilirseniz -birbirinizin bütün tüylerini yolmuş olarak- cascavlak dolaşacaksınız ortada.<br><br>İhsan Bey, yorumlara bir bakın: Seviyenin nasıl da düşmeye başladığını görüyor musunuz? Yorumcunun biri küfre varan kişisel hakaretler döşenmiş Hayrettin Karaman’a dair. Sizi de kışkırtıyor
Amma unutmayın ki karşınızdaki Zat da yıllarını ilme vermiş, hizmet yolunda bir zat. Açıklaması önemlidir bence. Rahatsızlığını belirtmiş zaten. O açıklama dolaylı bir şekilde ‘’özür’’dür de. Daha fazla üstüne gitmek ve ortada dolaşan on binlerce hatalı mealden o kişiyi sorumlu tutmak niye?… Karaman, nasıl toplatacaktı o kitapları?… Olan olmuş. Önemli olan yapılan yanlışın ortaya çıkması ve
Aksini yaptığınız takdirde, çok daha fazla popüler olursunuz; horoz dövüşü yaptırmaya meraklı kanallara çağrılıp birbirinize -arkanızdan, önünüzden- atıp tutmaya davet edilirsiniz. Ününüz mütevazi gazetenizin ya da web sitenizin sınırlarını aşar. ‘’Piyasanın’’ rağbet gösterdiği adamlar arasına girersiniz. ‘’Vur hadi, ağzına da burnuna da vur’’ diyen, binlerce on binlerce şakşakçı ve bahisçi
anlamamışsınız..peygamberlerin hiddetini,muzaffer ve kifayetsiz muhterislerin diliyle yorumlamışsınız dilek hanım, peygamberleri en çokda yıllarını İbrahim peygamber geleneğini eğip bükerek ilahi mesajların esası olan mülke bakışı körelterek kitleleri egemenlerin dilediği gibi parmağında oynatacak yıllarını vermiş ruhbanlar etiketiyle kandıran din alimlerine karşıdır o öfkeleri…sinirleri
Bütün medyanın başlık yapıp,yayınlaması gereken muhteşem bir yazı. Teşekkürler! Yüceler Yücesi Yaratıcımızın Kitabı Kur'an'ın,dinde, tek kaynak olarak değerlendirilip,tüm çalışmaların;gelenekselci yaklaşımdan tamamen kurtarılarak,Kur'an'ın içeriğinin,anlatmak istediklerinin,tüm bilimsel metodlar,kök anlam,dil bilim,anlam bilim çalışmaları yapılarak, yeniden,yeniden,yeniden,
hocam elinize sağlık.güzel bir cevap vermişsin.dilek bacıya kısmen katılıyorum oda yorumcu kardeşlerin seviye düşürmesi konusunda.lütfen eleştirilerimizi hakaret etmeden yapalım bize yakışan budur.yalnız hocanın karamana cevap vermemesi beklenemezdi.cünki daha kısa bir süre önce şu meşhur faizsiz bankacılarla ilgilibir haber okumuştum o bile karamanın nereye geldiğinin göstergesidir.bu bankaların
Selamün Aleyküm,<br>Eğer yanlış anlamadımsa,<br>"“Krallara” rağmen Ebuzer’in açık görüşü budur." cümlesinde Krallardan doğrudan veya dolaylı kasıt, Hz. Osman bin Affan (r.a) ve Ebuzer den kasıt Ebu-Zer el-Gıfari(r.a) efendilerimiz olsa gerek. Eğer öyle ise, derler ki;<br>Hizaya gel efendi! Ağzını topla! Edebini takın !<br>ves-Selam
Gerçek İslâm Allah'ın gör dediği yerden bakınca ve hiç kimseye diyet borcu olmayınca ne kadarda güzel oluyor,olacak olmalı,Rabbim razı olsun hocam…
Selam.Bu kavga İhsan ile Hayreddin'in şahsında Tevhid-Şirk kavgasının çok net bir şekilde tezahürü, ortaya çıkışıdır.Müşrikler her zaman Dindarların içinden çıkar.Diyeceğini eğip bükmeden ,dolandırmadan, yalın ve keskin bir dille söyleyen İhsan'ın ne dediğini gayet iyi anlıyorum.Örnek:" Apartmanının kapısında “Mülk Allah’ın’dır” yazan fakat iki ay kira gecikince kiracısına icra
Muhteşem bir yazı ! Bazı arkadaşlarımız İhsan Bey'in yazısını kavgacı olarak görmüş ama, bana göre yeterince nazikti. İhsan Bey'i eleştirebileceğim tek nokta, eleştrisini isim vermeden yapabilirdi ki Kuran'ın yöntemi budur.<br><br>Değerli abim, bu yolu hiçbirzaman bırakmayın, siz sesini yükseltemeyenlerin sesisiniz. Söylenenlerin aksine sizi seven kişi de çok bana göre.. Kainat'ın
kuranı kerimin daha 2. suresidir tebbet yeda ebu lehep…muhataba ismiyle hitabın bir sakıncası yoktur kitabın ehli için.
merhaba<br>kalemine yüreğine aklına sağlık ihsan bey. hislere tercüman oldunuz. abdestli kapitalistlerden gördüğüm zulmü anlatsam ağızlar açık kalır. yine de mücadeleye devam. selamlar
alın işte birtane daha, fikir para etmiyor diyor. demek istiyor ki iman bile paraya bağlı. Ebuzer niye seni bu kadar rahatsız etti.? Demek ki ebuzerlerden rahatsız olacak bir mal hırsın var.Sen Hz. Osman niye ebuzerri gönderdi diye soracağına. Haz. Peygamber niye Ebuzerr i övdü önce ona bak.Kaddafi Öme Muhatar filmini İslam için değil arap milliyetçiliği için çektirdi. Ki Libya dediğin devletin
BİR KENDİ ÇAPINDA MÜSLÜMANLAR VAR, BİR MÜSLÜMAN GEÇİNENLER, BİR DE MÜSLÜMANLIKTAN GEÇİNENLER…<br>BİR ÇÖZÜM ÜRETENLER VAR, BİR SORUN OLANLAR VAR, BİR SORUN ÇIKARANLAR VAR, BİR DE SORUNU KULLANAN, SORUNDAN BESLENENLER VAR…<br>ALLAH CC AKİBETİMİZİ HAYREYLESİN.(AMİN)
İhsan Bey, dilinize,gönlünüze,emeğinize sağlık.<br>Rabbim sesinizi yükseltsin, duymayan kulaklara duyursun. Sizin gibi Kurandan beslenen tüm kardeşlerimizin sayısını çoğaltsın, gerçeği beyan eden dilleri gönülleri artırsın inşallah. Bazı kardeşlerimiz biraz umutsuz yorumda bulunmuşlar, her zaman umutvar olmak zorundayız, ben inanıyorum ki son yıllarda artan bu bilinçleniş çığ gibi büyüyecektir
BİSMİLLAH….<br>Bu ses, "Allah artık Musa'dan sonra vahyetmeyecek zannetmiştik""içimizdeki beyinsizler bizleri aldatmış" diyen cinleri hatırlattı. Rabbim şahid olsun kii: Bu ses kadim ilahi vahiylerin ortak sesidir…ve bizler duyduk seni kardeşim. Rabbim; bizleri sağaltıcı vahyin ile yeniden temizler misinn…İhsan kulun gibilerin sesini gür ve de sayısını ziyade eder
Elinize, aklınıza sağlık İhsan Bey, Allah sizden razı olsun. Allah'tan, bu malperestleri ıslah etmesi dilerim. Saygılar…
Hayrettin Karaman Bey, hatasının telafisi için çok daha cesur olmalı ve tahrif edilmiş Kuran mealinin toplatılması için bir girişimde bulunmalıdır, evimde hala o meal var, imha edilmesi için toplatılmasını bekliyorum.<br><br>İhsan Bey de, müzakere etmek istediğiyle, farkına vardığı öfkesiyle değil "sevgi ve merhameti sonsuz Allahın adıyla" muhatap olması, yazması, tebliğ etmesi daha
ihsan eliaçık allah razı olsuninşallah bu çizginden sapıp benim gibi insanları hayal kırıklığına uğratmazsın bu çizgi işte peygamberin çizgisiallala fersah fersah uzk olan insanların sanki allahın yanı başındaymış gibi alaha bile din dayatmaya çalıştıkları dünyamızda ebuzerin haykırışın günümüze taşımanız gerçektenvicdanıma ışık tutuyor allah razı olsun
Elinize ve yureginize saglık ihsan hocam. 1993'ten beri sizi dikkatle okuyorum. Allah yar ve yardımcımız olsun. Ayaklarımızı kaydırmasın. Amin.
hocam yazınızı okudum ne sizi nede karaman hocayı eleştirmek haddim değil.yalnız bildiğim şuki değerli hocalarımızın böyle tartışması şahsen beni rahatsız ediyor.bunun yolu bu olmamalı güzel bir üslup ile haledilmeyecek hiç birşey yoktur.bu arada sizi gaza getirecek bazı yorumları okudum.ümit ediyorum bu tür atışmalar nihayete erer.acizane fikrim budur selamlar saygılar
ALLAH cc razı olsun hocam, rüzgar güllerine haddini bildirenler olmalı,her daim Hakkı söyleyenler olmalı,ümmet budur, Hz. İbrahim nasıl tek başına ümmetti ise, siz de bu yazınızla tek başına ümmetsiniz inşaallah.Rabbim Hak tan ayırmasın.İktidar ve mülkün dejenere ettiği bir sistem,dinin afyon olarak kullanılmasına yol açar.Kutlu doğum kutlamalarına bakın,programlara bakın,uyuşturucu
Net, vakur ve bilgili bir duruş karşısında hiçbir boşluk kendi halinde duramaz. Hayatlarında hiç kalori yakmamış akıllar, duyguların gerçeklere yanıt vermediğini gördükleri an yığılıp kalıyor, hala "budur doğru" hesabıyla. Hiç kolay değil gerçeği göğüslemek. Herhangi bir zamanın hızından alınmış, herhangi bir din pazarının müsebbibi olduğu, bir kaşık su hissi. Yok oluş hissi,
Eline koluna diline düşüncene gönlüne sağlık hocam.
Hocam, kapitalizm ve liberalizm bitiyor merak etmeyin. Bazı yorumcu liberal müslüman arkadaşların "servet düşmanı" yaftalamalarını görmezden gelin. Yeni döneme herkes hazırlıklı olsun, artık dünya fakirleşecek, çünkü dünya ekonomilerine yetecek enerji kalmamıştır. Enerjisiz yemek, faiz, banka vs. olmaz. Size geri kafalı diyen Ahmet Hayırlıoğlu gibi şuursuzları dikkate almayın:) Ahmet
Umarım Yaşar Nuri'ye ve benzeri kişilere benzemezsiniz. Siz ilim yapın, takdirini halka bırakın. Çünkü gençler eskisi gibi cahil değil. Arkanızdayız. Hatta size bir de örnek insan söyleyim: Hüseyin Atay. O bugüne kadar tüm ısrarlara rağmen tv'ye çııkmadı bile. Siz de yeterince reklamınızı yaptınız artık. Tamammmmm
keşke hüseyin hocada çıksa tvlere cesaretle yürüse üstüne batılın kitle iletişim araçlarından geniş kitlelere duyursa sesini..bir çok insan kuranın ve peygamberlerin asıl mesajına sahip çıksa…son nefesinin verene dek tamamlanmış sayılmaz görev..yetmez hocam, reklam yapmak sananlara inat devam…
Bugüne değin kendimizce okuduğumuz ya da dinlediğimiz, ama " yok yok böyle değil, başka bir bütünsel izahı olmalı " diyen gönlümüzün ve aklımızın takılıp kaldığı hususlarda, bilgilendiren, aydınlatan ve en güzeli (başta Kuran olmak üzere) bir daha, bir daha okumam, daha çok okumam gerek şevkini uyandıran yazılarınız için teşekkür ederiz.<br>Saygılar sevgiler.<br>Cahide
Böyle de olabiliyormuş:<br><br> ‘’1960 yılında iddialı bir şekilde yaptığımız Kur’an mealini Diyanet İşleri Başkanlığı’na kabul ettirdik. Otuz yıl süresince yüzbinlerce basıldı. Bugüne kadar ki çalışmalarımın ağırlığını Kur’an araştırmaları ve Arapça-Türkçe Büyük Sözlük teşkil etti. Bu süre içinde anlayışımı geliştirdim, genişlettim ve Kur’an’ın Türkçe çevirisini yeniden yaptım. Diyanet bu
Bu hep öle olmuştur.popüler olmadan önce mülk allahın,popüler olup ta servet arttıkça alınteri olur.<br>İhsan Bey in özellikle cesaret gerektiren konuları gündeme getirmesi çok güzel.
Esas mesele mülkiyet meselesidir. İnsanlık tarihinin belkide en eski sorunu, bataklığın kendisi etrafından dolanılarak kurutulamaz. Nasıl ki sivri sinekleri öldürmekle bataklık kurutulamaz ise mülkiyet sorunu çözülmeden insanoğlunun sorunlarıda çözülemez ve ezen ile ezilen arasındaki mücadele bitmez, bitemez…
Bu zihniyetle ölesiye savaşıcaz hocam. Sizin deyiminizle Zamanın ruhu değişiyor. Bunların sonu yaklaşıyor. GELİYORUZ.
vahdet isimli yorumcuya<br>öncelikle saygılı olunması gerektiğini öğrenmen gerekli. ihsan hoca ilmi birseylerden bahsederken küfretmiyor. ama sen hakaretler ediyorsun. bir ınsanın kaldıkı bu musluman olmasa bıle dış görünüşünden dolayı o kişiye tavır alma söz söyleme ve daha kötüsü hakaret etme hakkımız yoktur. hakaret ettiğin kişinin hakkına girdiğini bilmeni isterim. elbette kişilerin
bugunki programınızda herşey çok güzeldi de hocam son bölümde başörtüsü ile ilgili sunucunun sorduğu soruda neden o şekilde cevap verdiniz anlayamadım. başörtüsü de mi derin dinle ilgi acaba.
Rahmetli şair Turgut Uyar,bir şiirine şöyle başlar :<br><br>ben ey derim<br>ve ey diyenleri severim…<br><br>Ey İhsan<br>Eeey ihvanım…<br><br>Sen yeni zamanlara bir İHSANsın.<br><br>Hoş geldin be YOLDAŞ…<br><br>her zaman yoldaşın<br>TARSUSLU
Bülent kardeşimin dediğine aynen katılıyorum.Degerli hocam Yaşar Nuri ye benzemeye baslıyorsunuz maalesef farkında deilsin.Çok üzücü bir durum.Mal ve paylaşım ile ilgili konuşmaya başladığımızda heyecanlanmıştık.Erol Yarar ile tartışmanızda adeta coşmuştuk.Ama bir de baktık ki bahsettiğiniz konu hiç degismiyor .Onunuzde cereyan eden dünya kadar oligarşik zulum var.Ama asla onlara ses çıkarmak yok
batıla düveli muazaamaya feodaliteye şıhlara ağalara cehalete karşı savaşmış ve halkının teveccühünü kazanmış bir insana ve onun gölgesinde yapılan zulümlere bakıp şahsına küfredince doğru yoldamı olunuyor…kuranı tükçeye ilk çevirten insandan bahsediyoruz din meselesi yok dil meselesi vardır diyen..buharinin hadislerini çavirtip bastıran ,dogma bırakmıyorum manevi mirasım akıl ve bilimdir diyen
hojam sizi kim finanse ediyor ;)<br>-Rızkı veren Allah – Amentu Billah!
Hocam,son günlerdeki malum konudan dolayı sizi tanıdım.İlgimi çekti ve internette sitenizi bularak yazılarınızı okumaya başladım.. Okudukça bir takım konuları anlamaya başladım ve anladıkça da daha çok yazınızı okudum.. Okumaya devam ediyorum.. Sizde yazmaya devam edin lütfen.! Ahirerete intikal süreci devam eden zavallı şahsımın bu intikal sürecine, okuduğum yazılarınızın çok olumlu katkılar
seni övmeyeceğim yorum yapmayacağım tüm övgüler alemlerin rabbine olsun senin kelinden öperim, anadolu dili ile .benim aziz kardeşim ,allah seni aziz etsin mal mülk biriktiripte harcamayanları allah rezil etsin
Ben aylık 730 tl ile geçinmeye çalışan evli bir adamım. ücretli öğretmenlik yapıyorum. hocaların hocası çıkmış bana servet sahibi olmaktan filan bahsediyor. onca açın içinde kemal-i afiyetle karnını doyurmak ne derece ahlaki ve değilse islami olduğu nasıl iddia edilebilir! Meşru servetmiş:)
İhsan abi. Sen de hep mali konularda zarar ettin. Kitaplarını kendin taşıyordun Düvenönünde. İstanbulda, dolmuşa binerken görmüştüm Seni 2003'te. O çektiğin sıkıntıların, parasızlıkların sonucu olmasının mı bu yazdıkların. Hep zarar etmiş Tüccarın hıçkırııkları olmaın mı? Ne bileyim. Kayserili olup İflas eden, senden başka kimse görmedim ben….
dolmuşa binmek ,kendi kitaplarını taşımak, mapuslarda yatmak yerine atıp kapağı bir patronun gazetesine bol keseden ahkamlarla patronun hoşuna gidecek, jiplere binebilirdi oysa hoca katlar sahibi olabilirdi…enayi olmalı değilmi sait kardeş.)
Sn. İhsan ELİAÇIK,<br><br>İnsanlarımızın aydınlanması için gösterdiğiniz çaba ile en büyük saygıyı hak ediyorsunuz. Kur’an: "Kim zerre miktarı hayır işlerse karşılığını görecektir, kim de zerre miktarı şer işlerse karşılığını görecektir” (Zilzâl 7-8) buyuruyor. siz sevapların en büyüğünü işliyorsunuz. Allah sizden razı olsun.<br><br>selam ve saygılarımla.
Bu üç günlük dünyada önemli olanın;Bu gün nasıl bir hayatı yaşarsak,yarın nelerle karşılaşacağımzı bilip,ona göre hareket etmemiz gerekir diye düşünüyorum.Bütün bunları öğrenmemize vesile olanlara Selam olsun.
Abi ben bir senedir dinsizim. Üstelik kendimi dindar olarak tanımlayabilecek şekilde de Müslümandım. Yaşadığım kişisel haksızlıklar beni düşünmeye sevk etti. Küçük ama hayatımı mahveden haksızlıklardan yola çıktım. Müslümanım diyen iş adamlarına oradan onların finanse ettiği ve islamın koruyucusu kollayıcısı gibi bir şirk düşüncesiyle övülen cemaat ve tarikatlere, oradan gücü ve parayı elinde
Senin halin keyfin yerinde galiba ekinci. Bak benimde halim keyfim yerinde, Ama ihsan babanın fikirlerine katılıyorum. Haklı adam. İster kabul et ister etme güzelim.
İhsan hoca' nın tespit ve yaklaşımları (kendi çapındaki tüm sermayedarların canını sıksa da) bence doğru…Lakin benim kafamı kurcalayan bir ton problem mevcut….Örneğin; o halde İslamın buyrukları yüzyıllardır bir yanlış algılama sonucu mu yanlış öğrenildi. Halen zihinlere yerleşen bu algılar nasıl değişecek?…Allah buyruğunun, alanında üstadlarca bile farklı yorumlanması hali alanında
hoşgeldin mürted kardeş.sefalar getirdin.burada abdestli kapitalistlerin yeri yok barınamazlar zaten rabbim ihsanını üzerinden eksik etmesin
Eşim ben ve iki çocuğum biz dört kişilik bir aileyiz. Aylık ortalama; 250 lira kira, 130 lira yakıt, 60 lira elektrik, 20 lira su, 50 lira telefon, 100 lira ulaşım, 300 lira mutfak masrafı, 50 lira giyim, 400 lira büyük çocuk (başka şehirde) üniversite masrafı, 200 lira küçük çocuk okul ve dersane masrafı, 200 lira devlete vergim, 100 lira akla hayale gelmeyen giderler 1000 lira dükkan kiram
Teşekkür ederim. Bil mukabele.
Sevgili Hocam,<br><br>Size daha öncede yazmıştım ama cevap alamadım. İslamda servet yok ise miras ayetleri neden indi ? olmayan servetten nasıl miras olur ? inanın saflığımdan soruyorum.<br><br>Değerli fikirlerinizi bekliyorum.
Bizim toplum öyle bir hal almışki? kendini dolandıran kayseriliyi uyanık diye vasıflandırıyor.!! Buda içinde bulunduğumuz toplumun ahlaki bakımdan nasıl iflas ettiğini gösteriyor. Kendi adıma ben bizim toplumun uyanık diye vasıflandığı kayserilileri ş…siz diye vasıflandırıyorum. Uyanık geçinen kayserilidende alışveriş yapmıyorum. Onları uyanık diye vasıflandıranlarıda şahsiyetsiz ve karektersiz
sevgili hasan kardeş herhalde sneliaçıkın daha önceki yazıloarını okumamışsın.şöyle bir incelersen görebilirsin.asil vatan kardeş benim okuduklarımdan anlayabildiğim kadarı ile kenz mevzusunun seninle bir alakası yok gönlünü rahat tut.sen niye üzerine alınıyorsun.sn.eliaçık görüyormusun sermayeyi amudunla götüren abdestli kapitalistler rahatsız olmuyorlar benim emeği ile geçinmeye çalışan yüce va
Ebu -Zerr cesaretiyle modern firavunlara ve onların beslemelerine karşı yürüttüğü bu şerefli mücadelede sayın İhsan Eliaçık hocamızı gönülden destekliyorum.
İŞTE BUDUR!! Vicdanlarımıza tercüman oldun İhsan Hocam.. Hissettiklerimizi, diyemediklerimizi, söze bürüyemediklerimizi ALLAH'A ŞÜKÜR ifade ettin İhsan Hocam.. ALLAH senden razı olsun..
hayrettin karaman ve eliaçık mal varlıklarını ve aylık gelirlerini açıklarlarsa kime inanacağımız belli olur
Çok seviyesiz magazin kokan bir yazı be hocam…Reklam kokan hareketler be kralum….Siz kim koskoca Hayrettin karaman kim….
İhsan Bey , Sizi tek kelimeyle gönülden kutlarım,<br>o kadar yüksek belâgatle döktürmüşsünüz ki; Hayrettin Karaman 'ın bidon-kafasına trampet senfonisi gibi cuk oturmuş. Her sözcük eldiven gibi yakışmış.<br><br>Benim belâgatim Sizinki kadar kudretli değil, bu nedenle;<br>Hayrettin Karaman ve onun kafa yapısındaki yobaz ilahiyatçıların tümünün, Allah belâsını versin (amen) demekle yetineceğim.
Hocamı az çok takip eder ve severim. Bu yazıyı ve özellikle yorumları okuduktan sonra üzüldüm gerçekten. Hocamın takip edicileri bu yorumları yapan insanlarsa ben onlarla aynı çatıda bulunmaktan çekinirim. Müslümanların birbirlerine karşı daha şefkatli, düşmanlara karşı ise daha şiddetli olmaları gerekirken, Hayrettin Karaman gibi bir hoca ile bu şekilde medya üzerinden tartışmaların her iki
Karaman’ı unut artık. Onlar şeytanın adımlarını takip ediyorlar. Sanmam ki geri dönsünler. Para tatlı çünkü.
Sevgili kardeşim, sokaktaki müslümana , yada geleniğin dindarına bakarsan tabiki dinden çıkarsın. fakat bu doğru birşey değil. Yani pireye kızıp yorgan yakmak doğru değil.Senin muhatap olacağın biricik kaynak Yüce Allahın kitabıdır. Orada göreceksin ki ,Allah müslümanlara devamlı uyarıda bulunmak da ,öğtütler vermektedir. Yani daha açık ifade ile ile müslümandan şikayetçidir yaradan. Şen işsizlik
Sn. Eliaçık.<br>Yazdıklarınızı okuyunca diyorum ki evet ben Muhammediyim! Şükür olsun ki yalnız değilim. Sükür olsun ki adaletsizlik ahusunu din diye beyinlere ve yüreklere zerk edenlerin de kökü kazınacak sodom ve gomore kavimleri gibi. Allah kaleminizi de elinizi de yüreğinizi de açık etsin.
Sayın hocam. bildiğiniz doğruları söylemeye ısrar ile devam ediniz. Zira sizin en ufak çekinceniz büyük yanlışlıklara sebep olacaktır. Allah ve mü' minler yardımcınız olsun. bu yazınızı okurken fırtınalar koptu yüreğimde,gözlerim yaşardı… afrika özel olmak üzere tüm açları açıkları düşünürken. mülkiyet bırakmayan nebilerin takipçileri olmak kolay değil. Allah ebuzer in öfkesini öfkemiz
Sevgili Ahmet,<br><br>İşim gereği bir kaç düzine Libya'lı arkadaşım oldu, bir kaç hafta süren geceli gündüzlü arkadaşlıklar, kardeş gibi.. Hepsi senin gibi düsünüyor bir bilsen. 🙂 Senin bahsettiğin, Ömer Muhtar filmini borçlu oldugumuz Hz. (sayın demektir) Kaddafi'nin, halkının parasıyla altın ve mücehverle donatılmış (yanılmıyorsam) milyon dolar değerinde afrikada adını hatırlamadığım
yüreklere su serpen bir yazı. camiada yer etmiş , banka kredilerine kadar fikir beyan eden ama ırak,afganistan vb. yerlerde tecavüze uğrayan ve daha bir çok zulme uğrayan mazlumlar için üzerimize farz olanlara değinmeyen ''saray uleması''na ,engerek soyu satılmışlara karşı islam ı anlatmalıyız.güncel örneklemelerle devamını bekleriz hocam…
ÜSLUP<br>İhsan Bey yazılarınızı okudum. Hayretin Karaman'ın yazılarını da okudum. Çıkarımım şudur:<br><br>1- Suud Krallığı Kuranı tüm dünya dillerine çevirtip dünyaya dağıtmak istemiş. Sizin deyiminizle bu bir proje, onlara göre dini yayma faliyeti, ben bilemem. Türkiye'den bu işi tanınan bilinen insanlara vermiş. Onlar da çeviriyi yapmış. Hangi meal yüzde yüz doğrudur ve Allahın
Temel soru: müslüman (Allah'a teslim) olacak mıyız, olmayacak mıyız?<br><br>Cevap evetse ama mal mülk idare ettiğimizden bize ağır gelecekse bazı şeyler, ya kıvırmadan, eğip bükmeden sözü delikanlıca duracağız Allah'a verdiğimiz sözde ya da kaçış için bir delik bulmak adına kıvranıp duracağız… Yok öyle kaçmaca!<br><br>Madem Allah mülkiyet, mal bölüşümü, ikidar, adalet ve eşitlik
Sorgulayan ve sorumlu her müslümanın okuması gereken bir yazı
Lehül mülk.
Eline, diline, yüreğine sağlık sevgili İhsan abey. Hayrettin hoca da elbette samimi ve ihlaslı bir müslüman. Ancak malum işte hatasız olunmuyor. Rabbim cümlemizi bağışlasın… Kuran ve Ehli Beyt'in öğretileri yaşamımıza ışık olsun diyorum…<br>[email protected]
Saygıdeğer İhsan Hocam, M.Ü, İlahiyat mezunuyum. Bu hocalar tarafından yazdıklarınızı anlama kapasitesine hiç sahip olamayacak kitleler yetiştirildi. Bu hocalar(ın hocası) toplumun din anlayışını çanaklarına ekmek kırıntısı atanların istediklerine göre şekillendirdi. Bunlarla mücadelede sizin gibi gerçek savaşçılar yalnız başına cesaretle çalışıyor. Yüreğinize sağlık. Fakiri, düşkünü, kimsesizi
Sevgili mürted kardeş selamlar…ben öğrenciyim, kardeş çok olmasa da ayda belli miktarda meblağ geçiyor elimize sakın yanlış anlama kardeş ihsan hocanın kitaplarını alıp arada paylaşabiliriz…
Dünyada 54 islam ülkesi olduğu söyleniyor ve müslümanların ilahi hkuku kuranıkerim, kuranıkerimi okumayı öğrenmek yetmiyor birde neyi ifade etiğini anlamak gerekiyor.efendim ilmihaller, tefsirler, çeviriler, vs.ler var onlardan öğrenelim" öğrenelim ancak onlarında aralarında çelişkiler anlaşmazlıklar, bibirlerini kabül etmeyen bir yığın görüşler mevcut bence tek kalıcı çözüm 54 islam
eğer zerre kadar ilim ve insafın varsa bu sözleri demezdin. muaviye kadar taş düşsün başınıza emi! hak söz ama muradınız batıl. ben ilahiyatta eliaçığın birkaç kitabını okudum.ilim sıfır. o zaman irap falan bilmezdi. şimdi daha iyi yazıları. adamı çileden çıkarmıyor. ama dedikleri hz. alinin deyişiyle kelimetu hakk uride bihel-batıl… anlayan anlar..
ne yalan söyleyeyim. ihsan beye kanım bir türlü ısınmadı. dediklerinden dolayı değil. ama elektrik alamadım. hep hariciler geliyor aklıma. ve hz. Alinin lehul-hukm ayetini dillerinden düşürmeyen isyankarlara hitaben dediği kelimetu hakkin uride bihel-batıl (aldanmayın! söz doğru ama kastedilen şey batıl!) cümlesi geliyor aklıma. yine de tartışılması gereken konuları gündeme getirmesi bir açıdan
bizimde muaviye gibi hakk dinini cahiliye devrine geri götüren Aksaraylar yaptıranlara arka çıkan hazret diyenlere ısınmıyor kanımız…ne olacak şimdi?
caner , harikasin 🙂
vallahi ne söyleyiki;bir solukta okudum sanki yazıyı..çok sade ve akıcı bir üslupla yazılmış..çok ama çok etkilendim…ben hiç kimseyi bilmem ama benim her satırına her cümlesine içim sızladı diyebilirim..ne olacak halimiz,yarın mahşeri kübrada,allah yardımcımız (haşa demeye yüzüm bile yok)olsun…objektif olmak zorunda isek;nefis muhasebesi yapmamızı elzem kılacak çok acı bir gerçeği konu alan
Muhterem İhsan hocaya saygılarımı sunuyorum. İslami düşüncenin en derin yara aldığı noktaya çok isabetli bir şekilde parmak basıyor. Para ve mülkiyet putu.. Bu konuda tüm müslümanların artık gerçeği görmesi, İslam ve müslümanlık adına kapitalizmi meşrulaştırarak İslami düşünceyi sulandıranları artık tesbit etmeleri gerekiyor. Aksi takdirde müslümanlar nezdinde kapitalizmi meşrulaştırmak suretiyle
Sayın İhsan Eliaçık'ı saygıyla selamlıyorum.
20-21 yy.da neden mevlanalar -yunuslar -aşık veyseller olmaz derdim. oluyormuş işte saglıkla kal.
Haber lotus'ta konuyla alakalı "ali aytaç şenol" imzalı bir yazı vardı:<br><br>http://www.haberlotus.com/2011/03/seb%E2%80%99ul-meani-7-yorum-guncel-haber-yorum-dizisi-2/<br><br>Metni yapıştırıyorum:<br><br>İhsân Eliaçığın Şeyh Bedreddîn çıkışını destekliyoruz.<br><br>Gayri hukukî bir sistemin zemînnde, edinilmiş servet ve mevkîlerin harâm olduğunu,, Ülkedeki bütün para, mal ve
hocam Allah razı olsun sanki yüreğimden bişeyler koptu gitti… Rabbim ayaklarımızı dini üzerinde sabit kılsın inş…
sorunuzun cevabını aldınız mı merak ettim. eğer aldıysan bana ulaştırmanızı rica edeceğim. mailim:[email protected]
arkadaşlar yapıcı olalım.yıkıcı değil.parçalayıcı değil birleştirici olalım.şeytan bize apaçık bir düşmandır. bütün müminler kardeştir. düşmanımız ise kendi kendimiz değil, diğerleridir. lütfen dünyada bunca üzerimizde yük varken, birde birbirimize girmeyelim.<br><br>ikincisi sözümüzde samimi olalım..mademki bu sistemin patronlarını sevmiyorsunuz açık konuşuyorum, onların ürettiği bu
şimdi ihsan hocam;<br>bu internet ortamı kapitalist diye neredeyse küfrettiğimiz insanlar aracılığı ile kuruldu. aksi takdirde ihtimal vermiyorum böyle bir şey olacağına.<br><br>ve bu sayede kurana ulaşan insan sayısı çoğaldı.bilgiye hemen ulaşabiliyoruz..<br><br>eskiden millet bir lokma bulamazdı,şimdi ürün bol.kıyafet bol.sürümden çıkıyor.ayakkabılar,tvler,bir sürü şey..<br><br>şimdi bu adama
ve ihsan hocam önemli bir soru sormak istiyorum;<br><br>günümüz gerçeğinden bahsedelim..şimdi intelin patronu diyelimki sizin yazılarınızı okudu ve etkilendi ve iman etti sizin istediğiniz gibi. bu adam şimdi milyar dolarlık inteli ne yapmalı..abd de yaşayan insanamı vermeli..ben bu yazılardan şunu anlıyorum.. kendisine bir küçük daire ve ev bırakıp, geriye kalan herşeyi üstünden
Ergenekon’un islamı ayağı gibisin yanılıyor muyum
siyonizmin tayyresi gibisin yanılıyormuyum.)
Yan yatmaya mahkum tayyare.
MÜLK MALİK ALLAH'INDIR<br><br>*Ancak Adem ve oğulları yaratılınca Halık Allah mülkünden dilediği kadarını dilediğine, dilediği süre kadar veriyor. Bir de bize ömür ve mühlet veriyor. Devletler ve şirketler kurulunca Mülkiyet Hakkı de değişip gelişiyor. Böylece 3 türlü mülkiyet ortaya çıkıyor:<br>1-ŞAHSİ MÜLKİYET HAKKI<br>2-KAMUSAL MÜLKİYET HAKKI (Kooperatifler ve Şirketler)<br>3-DEVLET
Asil Vatan dilinize sağlık. Bu hoca gerçekten normal değil. Bana yahudi oyunu gibi geldi. yahudiler mal mülk edinsin müslümanlar da onlardan dilensin. bu hocanın mantığı bu. Peygamberimiz ümmetimin ahirzamanda zengini makbuldür diyor ama bu hoca fakir olun zenginlik sizin neyinize diyor. yürrrrrüüüüü hoca git senikullanan zengin yahudilere söyle müslümanlar kökünüzü kurutacak. tek sözüm Allah
Yarası olanlar nasıl da gocunuyor,tıpkı son Peygamber Hz Muhammed döneminde ebu cehiller nasıl karşı çıktılarsa şimdiki mal, mülk, zenginlik,şehvet düşkünü yaratıklar da aynı şekilde karşı çıkıyorlar asıl dine.Değerli yazar İhsan Eliaçık bu konuda asla yalnız olmayacaktır,çünkü Allah bunu kabul etmeyecektir.Ben böyle söyler buna inanırım.Buna şiddetle karşı çıkanlara,ağızları köpürenlere de şu
ihsan abicim tvnette la havle programındaki görüntüleri burada paylaşma imkanınız varmı eğer ki böyle bir imkan varsa tarihe not düşme açısından belge niteliğinde burada görmek istiyoruz
S.a. Zügürtten zahit olmaz.sen de zenginle ondan sonra zahit ol Rume kuyusu satin al insanliga sebil yap.ki görelim söyledigine sadakatini.karin yok anca olmayan kariyi bosayip duruyorsun.olmayan malini infak ediyorsun .kazan da bize de ver.asli yaylasinda bes koyun.orta yoldan sasma Abi.Ifrat ta haram tefrit te.selamlar
DİKKAT!!!<br />Burada adı geçen Ali Aytaç Şenol, takma bir isimdir. Bu ad altında bazı yazıları Sait Mermer yazmış bulunmaktadır. Ali Aytaç Şenol adı altında faaliyette bulunanlarla ilgili olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na yapılmış bir suç duyurusu için bakınız: http://www.beyanname.blogcu.com
Sözüm<br />Kılıcım<br />Öfkem<br />Şefkatim<br />Hayatım<br />Ölümüm<br />Bu sözün arkasındadır…<br />İmansız ölmekten korkan birinden diğerlerine…
Hakkı Batıla değişmeyin der Hakkı Teala. Alimler konuşacak ki batıl ortadan kalksın. Batıl ortadan kalkmaya mecburdur!
güzel bir yazı. teşekkürler.
Tebrizden siz selamlar
İhsan Hocamız putları yıkıyor. zamanın büyük dervişi. selam olsun,
Hocam temiz giydirmişsin, iyi bi dövmüşsün. Allah razı olsun.