Her bayramda olduğu gibi bu bayramda da içinde bol bol “İyilik, güzellik, doğruluk, mutluluk, huzur, sağlık, sıhhat, barış, adalet” vb. sözcükler geçen cümleler duyduk, dinledik.
Bayram henüz yeni bitti, bu kelime ve kavramlar kulaklarımızda çınlayıp duruyordur.
Sizi bilmem ama ben bayram mesajlarına çok dikkat ederim.
Çünkü böylesi günlerde sanki insanoğlunun içinde uyuyan bir şeyler harekete geçiyor.
Gündelik hayattan el ayak çekip gece uykusunda bilinç altımızın hareket geçip bize rüya olarak görünmesi gibi, hayatın gayguyundan üç günlüğüne el ayak çekip birazcık olsun kendine dinlemeye başlayan insanoğlunun derinlerde yatan özlemleri, umutları adeta dile geliyor.
Her sözü alan barış diyor, huzur diyor, iyilik, güzellik, mutluluk, sağlık, sıhhat diyor.
Bayram adeta kendi kavramları ile geliyor. Bir anda ortalığı kaplıyor sonra bitince sessiz sedasız tekrar o bastırıldığı, uyutulduğu, unutulduğu, ihmal edildiği köşesine çekiliyor.
***
Bu açıdan bakıldığında bayram mesajlarının temel insanlık idealleri olduğunu görüyoruz. Dahası tüm dinlerin ve devrimlerin esas çıkış noktalarının buralara dayandığını görüyoruz.
Biraz daha açarsak bayram mesajlarında dillendirilen özlem ve umutların “evrensellik” özeliğine sahip “tümeller” olduğunu kabul edebiliriz. Çünkü herkes hep bir ağızdan aynı şeyi söylüyor, aynı özlemi, aynı umudu dile getiriyor.
Buna dünyanın tüm bayram mesajları da dahildir.
İster Müslüman olsun, ister Hrıstıyan, ister Yahudi, ister Budist vs. tüm bayram günlerinde benzer kelimelerin telaffuz edildiğini görürüz.
Demek ki bayram mesajları evrenseldir.
Demek ki iyilik, güzellik, sıhhat, sağlık, huzur, mutluluk, hak, hukuk, barış, adalet vb. insanlığın en temel değerleri olup “bütün diğerleri” bunlar ışığında sorgulanmak ve hesap vermek durumundadır.
“Bütün diğerleri” dediğim şey dünyanın bir bölgesinden çıkıp tüm dünyaya yayılmak eğilimindeki “küresel” değerler olmaktadır.
Örneğin demokrasi söylemi yeryüzünün batı bölgesinde çıktığı halde ve her yana yayılmak istemektedir. Bunun için “İyilik, güzellik, doğruluk” gibi evrensel nitelikli değildir. Çünkü yayılmak istiyor. Oysa iyilik, güzellik, doğruluk söyleminin “yayılmasına” gerek yok zira “insanoğlunun”olduğu her yerde fıtraten ve vicdanen zaten o da vardır. Bunun için de küresel değil evrenseldir ve bayram mesajlarının vazgeçilmez bir kaç kelimesinden birisidir.
Şu halde küresellik iddiasında olanlar evrensel olanlarla yani bayram mesajları ile sorgulanmak durumundadır.
Örneğin çıkış yeri batı olup dünyaya yayılmaya çalışılan “demokrasi” insanlığa ne derece iyilik, güzellik, mutluluk, adalet ve barış getirmiştir?
Yani bayram mesajlarını ne derece hayata geçirmiştir? Laftan öte ne yapmıştır? Belge, kanıt, delil, iş, icraat ve uygulama ile bunları ispat etmek zorundadır. Aksi halde gerisi laf-u güzaftır.
Demek ki demokrasiden daha üst kavramlar vardır. Kadim insanlık idealleri ve yüce değerler vardır. Esas uğruna mücadele edilmeye değer olanlar bunlardır. Gerisi kesinlikle “araç”tır. İnsanlık idealleri açısından esas amaç bayram mesajlarında söylenenlerdir.
Biraz el ayak çekince üç beş günlük bayram günlerinde dile getirilen o özlemler, o umutlardır.
Kur’an’ı Kerim’in en temel kavramlarından olan “amel-i salihat” deyiminin tamı tamına sözlük karşılığının “İyilik, güzellik, doğruluk için çalışmak” manasına gelmesi bilmem size bir mesaj verir mi?
(Alıntı: İ. Eliaçık, Dârusselam: Evrensel adalet ve barış yurdu, İnşa yayınları; ist., 2006)
Güzel, faydalı, farkındalık katan, eleştiri de taşımasına rağmen yapıcı bir yazıydı. Teşekkür ederiz.